• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
561
|
|
|
|
Çok küçükken 'İnsan Ne İle Yaşar' adlı kitabı okuduğumda, yazar Leo Tolstoy'un bu soruya cevabının "insan sevgi ile yaşar" olmasına anlam verememiştim. İnsan neden sevgi ile yaşardı ki? |
|
562
|
|
|
|
Kendimle hesaplaşmalarım... |
|
563
|
|
|
|
Dünyada her dakika 235, hergün 334.000 insan doğmaktadır. Buna karşılık dakikada 93, günde 134.000 insan ölmektedir. Buna göre doğumlar ölümlerin iki mislidir. Doğumların %74'ü az gelişmiş ülkelerde meydana gelmektedir . Tüm dünyada insan sayısının çoğalması, kaynakların hakkaniyetle paylaşılmaması sonucu, insanların büyük bir kısmı açlık, sefalet, hastalıklar içerisinde acı çekmektedir. |
|
564
|
|
|
|
mutluluk resmini çizebileceğimiz bir biçim değil,
değil mi Abidin? |
|
565
|
|
|
|
Çok sevdiğin biri ölür ya bazen, hani aslında yakındır ama uzaktır artık, yani hep seninledir ama hiç seninle değildir, hani her zaman hissedersin ama duyamazsın sesini ya artık, hani ölür ama anılarıyla yaşar ya, işte o gidenin ardından; |
|
566
|
|
|
|
Bugün “Sen Ölünce Kim Ağlar?” kitabını okuyanlar kadar hayatı en güçlü yanımla yeniden tanımak istiyorum… Yaşamın bana sunduğu seçenekler içindeki şansımı, hüzünden ve korkularımdan yana kullanarak bana sunulanı nasıl eskittiğimi görmek için henüz geç değil… Erdem! İnsan yanımızın korunması gereken en sıkı bahçesi… Sonrası ise verilene dokunup kendini yağdırmak güzel olana, dirhem dirhem… |
|
567
|
|
|
|
Çağdaşlığın adı var, geçen yılların tadı var. Doğup büyüdüğüm, sokaklarına gözümü açtığım, caddelerinde boy gösterdiğim Ankara'nın eski Ramazanını anlatmak istemiştim.
Saygılarımla. |
|
568
|
|
|
|
O, Öyle alımlı bir peri ki billûr tebesümdür elinde bardak, dilinde söz. Konuşsa çağıl çağıl, sussa ipek tül; ne farkeder adı gül yahut betül. Suyun berraklığı kıskanır saflığını. Çayın buğusu imenir gözlerindeki neme. Harfler adını yazarken erir sulara. Gözler, hasret hasretinden uykulara. Gülde haset, lâlede gam nedeni; incecik dal gibi asil bedeni. Bir efsane ikliminden gümüş kanatlı atlara binip gelmiş. Gönülleri ılgar eylemiş sevda dağlarına. Ferhat’ın külüngünde seda, Mecnun gönlünde gada olmuş. Leyla ki leyller eline su dökemez.
|
|
569
|
|
|
|
Simyacı kitabında Paulo Chello ‘’Bir şeyi çok isterseniz evren de sizinle birlikte hareket eder ‘’Der.. Bir şeyi çok istemeden ona kavuşamazsınız. |
|
570
|
|
|
|
Elleri tuz tadan sevgiliye........ |
|
571
|
|
|
|
Emeğin kutsandığı 1 mayısta, insanlığın serüvenine aykırı bir bakış. |
|
572
|
|
|
|
Hayattan ne aldığın değil; hayata ne kattığın önemlidir. Tüm sahneler boştur; senin oyunculuğun elleri ve dudakları coşturur. Tüm kadınlar, çicektir ve daldır. Rüzgarsan, dalları kırma, çiçekleri yerinden sökme. Tükettin kadar, hayatın çöplüktür. Üret sevginin en sıcağını. |
|
573
|
|
|
|
Söz söylemesini iyi bilenlere, ağzı laf yapan kimselere derler söz cambazı… Bu hususta şairlerin eline kimse su dökemez. Onlar gerçek anlamda söz cambazlarıdır. Sözün en tesirlisini, kelamın ruha işleyenini onlar söylerler. Onlar, lügatlerde sessizce uyuyan kelimeleri gönül teknesinde hissiyatla yoğurup yeni sentezler oluştururlar. Şairler kelimeleri derin uykularından uyandırırlar. Şairler kelimeleri istifleyip gösterişli mana binaları dikerler.
|
|
574
|
|
|
|
Garip bir sevinç dalgası yükselip dururken içimde, hayatımdaki üç erkeğe de şükrediyorum. |
|
575
|
|
|
|
Okuman lazım....Buraya bir şey yazmak istemiyorum yaaaa! |
|
576
|
|
577
|
|
|
|
yeni ayapılan bir deneme şekli... |
|
578
|
|
|
|
el değmemiş umutların suskun gelişini bekliyorum...saklanıyorum.. |
|
579
|
|
|
|
güldüğüm gün yeniden seveceğim insanları...
(teşekkürler güzel insan...) |
|
580
|
|
|
|
Hesapsız, şekilci ve umursamaz bir tavırla yarının getireceklerini bekliyor gibi kimi insanlar... Sorular sormak, cevabı alınsın ya da alınmasın elzem değil sanki.. Yollar tutturulmuş, herkesin yönü farklı. Aynı yoldan gidenler arasında da ayrılıklar var. Hepsi bir yere çıksa da, istenilenler ve sonuçlar birbirinden farklı. Nereden bakıyorsan bir konuya o şekilde konumlandırıyorsun ister istemez..
|
|