• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
801
|
|
|
|
Sıçra ve bağır, haykır, ses ver… Sıçra ve hayatı çek içine, kötülükleri engelleyemezsin belki ama yalnızlığı sıyırırsın teninden, şarkı söyler, horon teper, halay çekersin kalabalıklar içinde…
|
|
802
|
|
|
|
Çok zaman önceydi... Boğaz’da dalgın dalgın araba kullanıyorum. Aşiyan’a geldim, Bebek göründü ve trafik tıkandı. Adım adım ilerliyoruz. Radyodan bir müzik yayılmaya başladı, arabanın içinde şöyle bir dolanıp ruhumun en derin köşelerine iniverdi bir anda nağmeler... O ne güzel klarnet öyle diyorum içimden. ‘Istanbul Istanbul Olalı’ çalıyor... |
|
803
|
|
|
|
Artık duramam, keder erişti. Aç kapıyı bezirgânbaşı! ellerimde hayırsız bir mevsim, aylardan nisan...
|
|
804
|
|
|
|
Ormanları yakıyoruz, hem de bile bile... Yanan ormanlar ile birlikte onlarca canlıda hiç hak etmedikleri şekilde kavrularak ölüyor yok oluyor... Nehirleri ve denizleri kirletiyoruz, fabrikaların pislikleri, sularımızı mahvediyor, duyarlı insanların dışında da kimseler seslerini çıkartmıyor... |
|
805
|
|
|
|
adölesan çağında çazılmış bir yazı... sanırım 'tipik' oçağı yansıtıyor :) |
|
806
|
|
|
|
Bu kadar çok ağlayışım, bildiklerim yüzünden değil elbette ama o kadar canım yanıyor ki : "ya acıyı bal eyle, ya dalı gül eyle anne" demeye geldim.
|
|
807
|
|
|
|
bazen ölmek istersin, ölemezsin, bazen yaşamak istersin, yaşayamazsın. bazen, bazen işte... |
|
808
|
|
|
|
Aradım seni. Geçen gün ulaşmayacağını bile bile mesaj gönderdiğim gibi. İletilemeyeceğini biliyordum mesajımın. İletilemedi de:)) Rapor geldi birkaç gün sonra. Ne yazık! Halbuki ne çok isterdim “bu da geçecek, biliyorsun değil mi?” diyen sesin |
|
809
|
|
|
|
Ne bulutlar, ne de kuytular engelleyemiyor, “gün başlıyor” diyerek doğudan yükselip, aydınlatmasını. |
|
810
|
|
|
|
En çok kadından kadına zarar gelir sanırdım, yanılmışım!...
Aynı kulvarda koşarken, kadın kadına destektir hep, de…
Farklı kulvarlarla en büyük köstektir diye düşünürdüm…
Özür dilerim!...
|
|
811
|
|
|
|
Yedi milyara yaklaşan dünya nüfusunun çok büyük bir kısmı açlık ve safalet içerisinde acı çekmektedir Bunun nedeni de kendini düşünen, değerli, ve insani hasletlere sahip olduğunu ileri süren insanoğludur( açgözlü, doymak bilmeyen hırsa sahip olan insan).
|
|
812
|
|
|
|
Bir yanımız hep boşalır yavaş yavaş, içimizden bir rüzgâr esip geçer, bir sağanak başlar da, anlayamayız kalbimiz bizden utanır, rahmet kesilir hanemizden, gözlerimiz aynalardan utanır. Öfkeyle söylenirken arkasından, o giden kendimizdir.
|
|
813
|
|
|
|
Hayat bilinmezdir, hayat karmaşadır ve hayat düzenli bir kaostur. |
|
814
|
|
|
|
Sahi, nedir sizin için 14 Şubat?
Kiminiz, son yıllarda dayatıldığı biçimde ‘Sevgililer Günü’, kiminiz ‘Aziz Valentine Günü’, kiminiz ‘Dünya Öykü Günü’, kiminiz ‘Kadınların Şiddete Karşı Sesini Yükseltme Günü̵ |
|
815
|
|
|
|
Tavşan moku gibi yaşıyorsun sen kardeşim. Ne kokuyor, nede bulaşıyorsun. Kendini cam bir fanusa kapatmışsın. Sonra temiz hava gelmiyor diye şikâyet ediyorsun. Yalnızlık bu kadar kara, kirli ve çirkin bir şey değildir. |
|
816
|
|
|
|
yarım kalan bir mektubun devamı. |
|
817
|
|
|
|
Sen "aldatansın."
Emeğine saygım büyük...
İnsanın "aldatmak" kavramını hayata geçirebilmesi için, önce kendi içindeki "en insan" noktayı bulup, orada kocaman bir delik açması gerekir. Delik açmak yetmez... |
|
818
|
|
|
|
Belki bir gün, dünlerimiz dünde, bugünlerimiz bugünde kalabilecek hala gelebiliriz.Belki, bir umut. |
|
819
|
|
|
|
Saate göre bugün bayram, pencereden baktığımda ise yarın…
Saat tam 02:44…
Sevmiyorum artık bayramları…
Birer birer eksilenlerden dolayı mı, tam da ayırtında değilim şu an…
|
|
820
|
|
|
|
Şimdi çıkın sokaklara ve bakın… önce çocuklara… ne oynuyorlar? Saklambaç mı? Hayır, bu çocuklar ellerinde ki tahtaları silah yapıyorlar. Bu çocuklar ‘şakacıktan’ birbirlerini öldürüyorlar… ölüm gözlerinde küçülüyor, kolaylaşıyor. Farkında değilsiniz…. |
|