• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
421
|
|
|
|
İnsan her aynaya baktığında geçmişine bakar bence. Aynada gördüğü yüzü ona geçmişini gösterir, bakışlardaki mana, yüz hatlarının duruşu ve çizgiler… Hepsi maziden bize birer hatıradır aslında. |
|
422
|
|
|
|
Issız bırakılmış yurtlarda kadim zaman insanlarıyla buluşmak ister misiniz!? Bir yolculuğa çıkalım o halde bugün; yıllarca önce terk edilmiş bir diyara doğru?!..
|
|
423
|
|
|
|
Buradan herkes mutlu, herkes kaygısız… Bense, bilinmeyen bir meçhule yolculukta, biraz korku dolu, biraz endişe… |
|
424
|
|
|
|
Kenarında sakin, odaksız, kedersiz bir hayatın izlerini taşır. Bulutlarda şekillenen dumanlı yolları hatırlatır. Görünmez olur, aşka ramak kalır. Sesinle rüzgarı getirir, kalbinle başkalığı belirtir. Sonsuzdur, kaçılmaz olur, bilir en derinlerde ne var, sorgusuz durur.
Bilmeyince hiç duymadığın şarkının sözlerini, kendin yazarsın önceden, iş edinir gibi.. Ahengi iliklerine temas eder.. Başka biri olmak iyi hissettirir, hep aradığın eskiyi bitirdi !.
|
|
425
|
|
|
|
“Beri gel, daha beri, daha beri/ Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?/Bu hır gür, bu savaş nereye dek?/ Sen bensin işte, ben senim işte… Dünyada nice diller var, nice diller/ Ama hepsinde anlam bir/ Sen kapları, testileri hele bir kır/ Sular nasıl bir yol tutar, gider/ Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak/ Can nasıl koşar, bunu canlara iletir”… Mevlana Celaleddin Rumi
|
|
426
|
|
|
|
mutlak her insan kadar yarım hesaplar bırakacağım gerimde ve her insan bende yarım hesaplar bırakacak...
|
|
427
|
|
|
|
Dünyada iki harften oluşan yer adları bir elin parmaklarından daha da azdır.Hemşehrilerimiz sanki farklılıklarının nişanı olsun diye bu adı koymuşlar şehirlerine. |
|
428
|
|
|
|
Bir kolayımız yok şu hayatta. Bu yüzdendir insanlığımdan iğrenmem...
Ah be, neler var, neler!.. Kış boyu pencereme serçelerin ziyareti. Bahar uyanışı. Zamansız çiçek açan ağaçlara kalp ağrısı yapan merhametim. |
|
429
|
|
|
|
bir şeyleri kırıp dökmek kolay; neden kırıp döktüklerimizi tamir etmek için ufak da olsa bir çaba göstermiyoruz? |
|
430
|
|
|
|
Dudakların kuruluğunu anlarım; susuz kalınca dudaklar kurur ve zamanla çatlamaya başlar. Buna kim ne diyebilir veya kim bir şey söyleyebilir? Terlemeyen alınları da anlamak mümkün; böyleleri de asla yorulmaya gelmez. Çünkü cılızdır bedenleri, güçsüzdür bünyeleri. Belki alınlar kirlenir, cer akıtmaz. Bununla beraber damlaların alıp dışarı attığı lekeler kalır nasiyelerde. Bir parça solgun yüzlere de bir şey diyemem. Bir hastalık falan uğramıştır kişiye ve süzülmüştür benzi… Bunlar da hep olağan hâller, gördüğümüz durumlar…
|
|
431
|
|
|
|
Aşağıdaki satırları parmaklarımdan döküldüğü gibi gönderiyorum. Üzerinde hiç düzeltme yapmadan, hiç oynamadan gönderiyorum. Aklımdan parmaklarıma fışkıran ne varsa yazacağım. Biliyorum, yazdıkça içimdeki birikmiş huzursuzluk harflerin ışıltısıyla uçup gidecek. Biliyorum, yazdıkça kuşlar gibi kanatlanacağım. Biliyorum, yazdıkça kendime biraz daha yaklaşacağım. Bu bana msn mesajları dizisi biçiminde gelen hoş bir mektuba yanıt mektubudur. O mektup ne kadar içtense, bu yazının da o kadar içten olması dileğiyle. |
|
432
|
|
|
|
Sigaramdan çektiğim her nefes hayata adanmışlıklarıma bir vedadır aslında… |
|
433
|
|
|
|
korkularını ve kaygılarını anlatan bri arkadaşım bana demişti ki, bu anlattıklarımı sana bir mektup olarak yazsaydım karşılığıdna nasıl bir mektup yazardın.? mektubu yazmıştım. ama göndermek nasip olmadı. umarım bu sayfaya ulaşıyordur ve umarım mektubunu alır. ve işte o mektup: |
|
434
|
|
|
|
Derin bir sonsuzluk rüzgarı, müziğin solgun tınılarına dokundu.. Söylediğin şarkı, kalbindeki hüzne yeni bir ayna tuttu..
Bu, gerçeğin elle tutulur ve birbirinden ayrılamaz parçalarının değişmez armonisiydi aslında..
Şekil değiştiremez ve yaşamın ılık rüzgarlarında kaybolamaz bir gerçeklikti. Göğün ve yerin birbirinden ayrıldığı nokta kadar görünmez, sevincin ve hüznün birbirine kenetlendiği, ufukta görünen iz gibi belirsiz..
|
|
435
|
|
|
|
"Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi,öleceğini bile bile neden yaşadığını unutmuştu.O an...Bozmadım."
Özdemir Asaf |
|
436
|
|
|
|
'Ben' dedikleri: Dedikleridir...
'Ben' dediğimiz: 'An'lardan oluşur...
'Ben': Yaşadım...
'Ben': Sevdim...
'Ben': Öldüm...
'Ben': Tanrı oldum... |
|
437
|
|
|
|
Yalnızlık asosyallik midir? Yalnız adamlar sıkıcı mıdır? İnsan nasıl yalnız kalır? Yalnızlık üzerine, yalnız kalamayan birisinin nameleri... |
|
438
|
|
|
|
derdin ki ne güzel kokuyorsun. ben güzel kokular sürünüp yanına her gelişimde, sen dünyamı egzoz dumanıyla doldururdun. çekip giderdin, bagajına doldururdun gitme deyişlerimi. git deyişlerimi şimdi plakan yaptım arkana taktım. yolun açık git sevgili. sana birlikte el sallayacağım yeni bir sevgili buldum. şunu unutma sevgili el sallayan herkesin bir eli boştadır. şimdi o elim doldu sevgili.
|
|
439
|
|
|
|
Resim Altı yazılara devam ediyoruz... Ama şimdi söz sizde... Bu resmi iki-üç cümleyle nasıl anlatsak acaba? |
|
440
|
|