• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
421
|
|
|
|
Hayat, fütursuzca girer penceremden, benden bihaber. Alay edercesine zamanýmýn her zerresine hücum etmekte. Umurunda olmadan hiç bir þey, hiç bir kimse. Hep olduðu gibi, hayat devam etmekte.
Kelimelerimin hiç önemi yok, bir öncekiler, bir sonrakilerin bile. Cýlýz bir mum ýþýðý deðil miyiz? Her birimiz. Yaþar gideriz. Deðiþen bir þey yok. An olur, parlarýz. Birkaç dakika sürer... |
|
422
|
|
|
|
Buradan herkes mutlu, herkes kaygýsýz… Bense, bilinmeyen bir meçhule yolculukta, biraz korku dolu, biraz endiþe… |
|
423
|
|
|
|
Aslýnda matemler, alýþýlmamýþ ölümlerin süsüdür sevgili okuyucu. Fakat matem ölüye deðildir de insanýn kendi aczine, kendi yoksulluðuna aðlayýþýdýr. Yani, bir ölü kendisine matem yakýldýðýný duyabilse eðer, inanýn matemden iðrenirdi belki de. Onun için matem ölünün deðil, ölü sahibinin serinliðidir…
|
|
424
|
|
|
|
Neden yaþam þartlarý yüreðimize ve sevgimize bu kadar acýmasýzca sýnýrlar çizdi. Neden o sýnýrlarý aþmak için çaba göstermek yerine daha da kastýk kendimizi. Ve neden günden güne ömürlerimizin sonuna yaklaþýrken bu kadar uzak kalýyoruz birbirimizden... |
|
425
|
|
|
|
Simyacý’yý mý okudun?
Yaþlý teyzeler gibi gözlüðün üstünden bakmasana bana! |
|
426
|
|
|
|
Beyin planladýðý intiharlardan sað çýkmayý nasýl baþarýyorsa. yüreðinde diplere çakýlmasý olasý... |
|
427
|
|
|
|
Dünyada iki harften oluþan yer adlarý bir elin parmaklarýndan daha da azdýr.Hemþehrilerimiz sanki farklýlýklarýnýn niþaný olsun diye bu adý koymuþlar þehirlerine. |
|
428
|
|
|
|
"Kaybedeceðini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi,öleceðini bile bile neden yaþadýðýný unutmuþtu.O an...Bozmadým."
Özdemir Asaf |
|
429
|
|
|
|
Bir kere daha gördüm ki, dünyanýn en güzel ülkesini üzerinde yaþayan pek de küçümsenemeyecek sayýdaki sakinleri (!) bir açýkhava akýl hastanesine çevirmeye baþlamýþlar bile çoktan. |
|
430
|
|
|
|
Her fani bir gün bu suret âleminden hakikat âlemi olan ahrete göç edip gidecektir. “Ýnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Biz Allah’a aidiz ve (yine) O’na döneceðiz)”(Bakara 156) ayeti de bu gerçeði bütün çýplaklýðýyla gözler önüne seriyor, en büyük tonda kulaklarýmýza haykýrýyor. Fakat basiret nazarlarý felç olmuþ, duyma yetisini kaybetmiþ kiþiler bunu görmekte ve duymakta acizlik gösteriyorlar. Yanýmýzda ve yakýnýmýzda yaþanan her ölüm, kulaklarýmýza bir þeyler fýsýldýyor, fýsýltý ne kelime, haykýrýyor. Bazýlarý bu sese kulak týkýyor. |
|
431
|
|
|
|
Kalemi elinize alýyorsunuz, baþlýyorsunuz düþünmeye… Önünüzde duran boþ kâðýdýn asla merhamet etmeyen beyazlýklarý, altý ay devam eden bir kutup gündüzünün sonsuz ve ucu bucaðý olmayan hareketsizliði ile büyüyor, kývranýyor ve asabileþen parmaklarýnýz saçlarýnýzý karýþtýrýyor, nihayet sinir tavan yapýnca da yazmak için oturduðunuz masanýn baþýndan kalkýp hava almaya gidiyorsunuz… Çoðunuzun baþýnýza gelmiþ olmasý muhtemel bu durumun birebirini bugün yaþadým…
|
|
432
|
|
|
|
Bagirmalar, silah sesleri ve beraberinde gelen sessizlik kendini gostermisti. Anlamistim, sabah olmustu yine. Vatikan ve papaligin yikilmasindan sadece iki hafta gecmis, beraberinde tum Dunya’da once ibadet yerleri daha sonra hukumetler birer birer silahli saldirilara ugramis ve patlatilmaya baslamisti. |
|
433
|
|
|
|
Gönül ister ki, her bayramýmýzý, miili veya dinî diye ayýrmadan, bir görev anlayýþý ile deðil; gönülden yürekten kutlayalým. Ziyaret edemezsek bile, telefon açýp kendi sesimizle, yüreðimizin titreþimleri ile birbirimizin bayramlarýný kutlayalým. |
|
434
|
|
|
|
mutlak her insan kadar yarým hesaplar býrakacaðým gerimde ve her insan bende yarým hesaplar býrakacak...
|
|
435
|
|
|
|
Duygusallýk, cahiliye toplumunda iyi insanlara has beðenilen bir özellik olarak görülür. Oysa duygusallýk, en önemli özelliklerden biri olan ’aklý’ tamamen devreden çýkarýr, kiþiyi tutkularýna, öfke ve zaaflarýna göre yaþamaya yönlendirir. |
|
436
|
|
|
|
Aþaðýdaki satýrlarý parmaklarýmdan döküldüðü gibi gönderiyorum. Üzerinde hiç düzeltme yapmadan, hiç oynamadan gönderiyorum. Aklýmdan parmaklarýma fýþkýran ne varsa yazacaðým. Biliyorum, yazdýkça içimdeki birikmiþ huzursuzluk harflerin ýþýltýsýyla uçup gidecek. Biliyorum, yazdýkça kuþlar gibi kanatlanacaðým. Biliyorum, yazdýkça kendime biraz daha yaklaþacaðým. Bu bana msn mesajlarý dizisi biçiminde gelen hoþ bir mektuba yanýt mektubudur. O mektup ne kadar içtense, bu yazýnýn da o kadar içten olmasý dileðiyle. |
|
437
|
|
|
|
derdin ki ne güzel kokuyorsun. ben güzel kokular sürünüp yanýna her geliþimde, sen dünyamý egzoz dumanýyla doldururdun. çekip giderdin, bagajýna doldururdun gitme deyiþlerimi. git deyiþlerimi þimdi plakan yaptým arkana taktým. yolun açýk git sevgili. sana birlikte el sallayacaðým yeni bir sevgili buldum. þunu unutma sevgili el sallayan herkesin bir eli boþtadýr. þimdi o elim doldu sevgili.
|
|
438
|
|
|
|
Sigaramdan çektiðim her nefes hayata adanmýþlýklarýma bir vedadýr aslýnda… |
|
439
|
|
|
|
Çocuk olmak, hayat aðacýnýn dalýna sýkýca tutunabilmektir. Düþeceðini hesaba katmadan o aðaçta keyfince salýnabilmektir belki de… Geçmiþten geleceðe uzanan, yokuþlarýn nefesleri kesmediði düz bir güzergahta yola revan olmaktýr çocukluk….
|
|
440
|
|
|
|
korkularýný ve kaygýlarýný anlatan bri arkadaþým bana demiþti ki, bu anlattýklarýmý sana bir mektup olarak yazsaydým karþýlýðýdna nasýl bir mektup yazardýn.? mektubu yazmýþtým. ama göndermek nasip olmadý. umarým bu sayfaya ulaþýyordur ve umarým mektubunu alýr. ve iþte o mektup: |
|