• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1841
|
|
|
|
Anlatmaya değecek bir şey yok belki de, yanmışım bitmişim kime ne? Görülecek her şey görüldü, söylenecek her şey söylendi belki de, tükenmişim gitmişim kime ne? |
|
1842
|
|
|
|
Obama Amerikan seçmeni üzerinden sanırım dünya kamuoyu’na da bir mesaj vermektedir. Verilen mesaj ne olabilir? Amerika’nın son yıllarda izlediği bu şiddet politikalarından artık vazgeçeceği mi? Onca yıkım ve felaketin ardından, kontrol altına alınmış petrol ve enerji kaynaklarından elde edilen imkânların, bu politikaları destekleyen ve desteklemeyi sürdürecek olan ülkelerle kısmen paylaşılabileceğinin mesajı mıdır bu? Yoksa, tehdit algılamasının hala Rusya üzerinde yoğunlaştığının mı!
|
|
1843
|
|
|
|
içime mektup yazdım dışımdan okudum |
|
1844
|
|
|
|
Aldırma a şair, bu tufan gelir gecer, sen sıkı tut kalemini, seyreyle ...
|
|
1845
|
|
|
|
Göz önünde yaşamaktan daha korkunç birşey olamaz hayatta. Kendimizi ulu orta yerlerde ne kadar görünür hale getirirsek, o kadar çabuk tükenmeye ve yok olmaya mahkum oluruz. |
|
1846
|
|
1847
|
|
|
|
Hacı Ragıp’ın bahçe duvarından kocaman ağacın dallarının yarısı sokağa sarkardı. O her zaman evin alt katındaki küçücük odada yaşar, pencerenin demir parmaklığı arasından sürekli sokağı gözetlerdi. Dünya ile fazla derdi yoktu. Ama çocuklar eriğin dallarına uzanmayacaktı. Onun tabiriyle “ sokağın piçleri.” Hiç rahat durmazlar dı ki… |
|
1848
|
|
|
|
Ölümü yitirmek... Uzayda yüzen sınırsızlıklarla sınırlandırılmış özgür ruh... Yaşam, ölümün perdesiydi yürekteki gizli bahçede. Seslerse bu bahçenin bekçileri...
Nuray Şerifoğlu
|
|
1849
|
|
|
|
Ah kuş sesi, yâr busesi ; hem hu sesi hem su sesi! |
|
1850
|
|
|
|
Kader işte kime şikayet edeceksin ki.... Yaşanacak ne varsa yaşanmalı..İyi yada kötü.... |
|
1851
|
|
|
|
Düşündükçe düş-lüyorum. Düşledikçe düş-üşüyorum. Düştükçe üşüyorum. |
|
1852
|
|
|
|
mutlu olduğun kadar mutluluğum.....sevdan kadar nefes alışım, istencim yaşamda;sende takılı kalışım,sende yok oluşu dize getirişim.......
|
|
1853
|
|
1854
|
|
|
|
İNSANIN HAYATININ NE DENLİ ÇELİŞKİLERLE DOLU OLDUĞUNU ANLATAN BİR YAZI |
|
1855
|
|
|
|
Hep maratona benzetirler ya hayatı , bitiremeyeceğimizden değil.
Farklı kondisyonlara sahip herkes bitirebilir bu maratonu .aslında uzun olması değildir maratonu bizim için zor kılan , gitmeyi seçtiğimiz yollardır ve hatta zaman zaman yürüyebilecek olmamızın aklımıza bile gelmemesidir. |
|
1856
|
|
|
|
Kafamın içindeki sesi susturmayı başarabilsem, bu sıkıntılı bekleyiş bitecek, umuyorum. Elimden gelen, şimdilik, bu kadar. Dayanılacak gibi değil, cümleler panayırı kurulmuşken içimde, parmaklarımın ucundan damlayan sadece sessizlik oluyor. Şükürler olsun ki, kendimi kandırmıyorum. Yazamadıklarımın fısıltısıyla uykuya dalıyorum, her gece. Utancımın pembe rengi kalsa da, ruhuma iyi gelen ufacık bir teselli buluyorum. |
|
1857
|
|
|
|
Önce selâm sonra kelâm “düsturunca, söze başlamak ve güzel şeyler yazmak niyetiyle oturdum masaya.Fakat neşemi kaçıracak bir manzara kuşatıverdi hayalhânemi.Niyetimin diyetini verip”Damdan
dama atla yâr, Osman’a yandım”türküsü eşliğinde başka bir konuya
geçtim.
|
|
1858
|
|
|
|
benim adım siyah, sadece karanlığa hasretim.. ben her gece karanlıkla sevişirim! |
|
1859
|
|
|
|
‘Dua et de buradan çıkalım.Evim burnumda tütüyor!’diye bağıran kadın,nasıl utandırdın özgürce attığım adımların sesini.
Özgürce attığım adımlar,özgürce ağlamalarım,özgürce susuşlarım günlerdir,uyumamayı tercih edişim özgürce,özgürce yok olu |
|
1860
|
|
|
|
derdini başkalarına itiraf edemediğinde yada yaşadıklarını başkalarına anlatırken sonunu getiremediğinde hemen kaleme sarıl.. kendini ifade edebilmenin en kolay şekli kağıda dökmek belki de.. sadece seni dinliyor, hiç çıkarsız.. Hiç umarsız.. Sadece susuyor ve dinliyor.
Gözleri ve beyni olduğunu düşünüyorsun bir anda. Sanki karşındaki somut, cansız bir varlık değil.. Soyut ve sonsuz bir arkadaş |
|