• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1001
|
|
|
|
Sandığın kadar değil tam ortasındayım. İki arada bir derede bir yaşanmışlığın, bir geçişin tam ortasındayım. Köprünün üstünde durup kah geriye kah ileriye kah havaya bakan avanak it sürüsünden biriyim işte. Zorlama fazla – yaşın küçükçeyse 3-5 ekle, saçların kırlaştıysa 3-5 eksilt. Oradayım işte. |
|
1002
|
|
|
|
Mümbit yürek tarlasını yıllarca ekip biçen usta bir bahçıvandır öğretmen… O ki tipide, boranda ve kışta elinden tutup selamet sahiline çıkarır körpe bedenleri. Aşsızlara aş, umutsuzlara umut, huzursuzlara huzur olur en zor zamanlarda. Bir meşale gibi ışık saçar bütün karanlıklara. Tohumu fidan, fidanı ağaç yapar öğretmen… Bir aslan gibi kükreyerek atılır kör cehaletin üzerine. Dört mevsim solmaz onun, bahçelerimizi süsleyen gonca gülü…
|
|
1003
|
|
|
|
birgün özgürken ..diğer gün hapishanede sonsuzluğa mahkum oluyoruz ... ama alışıyoruz onada...
sanırım alışmak pes etmemekten geliyor...
biz hayatla savaşıyoruz... |
|
1004
|
|
1005
|
|
|
|
Gitmelere doyamayan güzel adam,
Sakalları kir içinde adam,
Elleri büyük, ince adam.
Gitmelere sigara yakışır, adam
Sana gitmek yaraşır adam.
|
|
1006
|
|
|
|
İçtenliği kullanılabilir aptallık olarak anlamaya uygun bunca düşünce şekilleri ile sarmalanmış yaşarken, derede ağustos güneşinde parıldayan çakıl taşları gibi olmaya çalışmak, ne zor. |
|
1007
|
|
|
|
Çalışmakta en zorlandığım, şekeri fazla olduğunda hiçte şeker olmayan şeker gibi müdürüm M. Vedat Eren'in anısına...
gözlerimde yaşlar, sıcak sıcak anılarım ve pişmanlıklarım var... |
|
1008
|
|
|
|
Bir türkünün düşündürkleri |
|
1009
|
|
|
|
Çevremizdeki kıymetli insanlar ve bize kazandırdıkları |
|
1010
|
|
|
|
zamanların kıyısında...düşmemeye çalışarak... |
|
1011
|
|
|
|
Seni seviyorum sözü yanlızca sevgiliyemi söylenir, hayır diyen kaç kişi yakınlarından ailesinden ayrılmadan onların acılarını yaşamadan önce bu sözü söylüyor. |
|
1012
|
|
|
|
Titredi dudakları ve arasından zorla döküldü sözcükler ; "Artık kapatabilir miyiz kutuyu ? " |
|
1013
|
|
1014
|
|
|
|
"Çocuklar bakın bu orman şiirini Âşık Veysel ŞATIROĞLU yazmış diyorum. Boş boş bakıyorlar. Sonra elimle "Saz" canlandırması yaparak, hani diyorum kör, saz çalıyor ya o işte. Buğra hemen atlıyor; evet öğretmenim yetenek sizsinizdeki adam di mi?"
|
|
1015
|
|
|
|
Hayat kısacık anlarda güzel ve onların ne zaman gerçekleşecekleri bilemezsin. Hayat berbat ve merhametsiz diye yakınırsın ve buna karar veren yine sensin. |
|
1016
|
|
|
|
Daha düne kadar kullanılmakta olan papuçların sanki yarın yeniden giyilecekmişcesine tertemiz silinmiş boyanmış bir şekilde sokağa terk edilmesinin bir nedeni olmalı, öyle değil mi? |
|
1017
|
|
|
|
Hayatı beş topla oynanan bir oyun olarak düşünün. Bu beş top, işiniz, aileniz, sağlığınız, arkadaşlarınız ve ruhunuzdur. Bunların hiçbirini yere düşürmemelisiniz.
|
|
1018
|
|
|
|
Kimi zaman dostun kuytusunu özlerken kimi zaman samimi bakan bir çift gözü özleriz.
|
|
1019
|
|
1020
|
|