• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
1361
|
|
|
|
Çoktan çýkmýþtý hayatýnýzdan kolay söylendikçe kolay kaybedilen, satýn alýndýkça sýcak, soðukta üþümeye býrakýlan ve unutulan, kutsal olan..
Ne aðla ne de gül þimdi.
|
|
1362
|
|
|
|
dakikalarýn saniyelerden , saatlerin dakikalardan , günlerin saatlerden ve bir ömrün sadece zamandan oluþtuðunun unutulduðu bir yüzyýlýn umursamazlýðý üzerine |
|
1363
|
|
|
|
Tek baþýma sokaklarda yürüyorum. Tek baþýna olan sokaklar deðil benim. Bir sürü insanýn içinden geçiyorum. Hepsi bir ayrý. Hepsi gösteriþ meraklýsý. Hepsi görünüþ manyaðý olmuþ. Süslü teyzeler, metro seksüel! amcalar, kafasýna kurdele baðlanmýþ zavallý sü |
|
1364
|
|
|
|
Hayatýmý,,karþýlaþtýðým güçlükleri,anýlarýmý,kýsa bölümlerle kaleme aldým.Ýlerde bir araya getirebilrsem hayatýmý romanlaþtýrmayý düþünüyorum. |
|
1365
|
|
|
|
Sokaklar ne zaman çiselediðini bilemediðim yaðmurla ýslanmýþ durumda. Etrafta mis gibi toprak kokusu. Yürüdüðümüz yolun iki yanýnda sýrasýyla aðaçlar var. Kimileri yapraklarýný dökmüþ, kimileri ise göz pýnarlarýmýzda biriktirip de ne zaman nerde salýverec |
|
1366
|
|
1367
|
|
|
|
Acaba kendine bir ad koymak, bir mantýk sistemine oturtturmak, sonsuz bir döngü, anlamsýz bir kesinlik çabasý mý? |
|
1368
|
|
|
|
neden sonsuz bir inatlaþma içindeyizdir ki yaþamla? oysa onca guzel þeyi bize hiç hesap sormadan veren kac sey vardýr?! gozlerimizi kaldýrmak vakti ayak izlerimizden... ve bakmak vakti ayak basabileceðimiz yýllanmýþ güneþ yanýðý yollara! |
|
1369
|
|
|
|
Züðürt Aða filmi üzerine bir denemedir |
|
1370
|
|
|
|
Ne istediðini biliyor musun sahiden? Ne istemelisin demiyorum, gereklilikten söz etmiyorum yani. Ýçerde, çok derinlerde bir yerde tüm kibrinden, beklentilerinden, kendinden sýyrýlmýþ çýplak kalan sana soruyorum. Ne istiyorsun? |
|
1371
|
|
|
|
Hansel’in ucundan týrtýkladýðý “pastadan yapýlmýþ ev” düþüncesi hep cazip gelmiþti bana ama büyünce bir de baktým ki zamanýnda o hikayeyi okuyan erkek çocuklar- þimdinin sapýklarý olup çýkmýþ, elma þekeriyle çocuk kandýrmaya çalýþýyorlar |
|
1372
|
|
|
|
etrafýmýzda o kadar çok yýkýlmýþ hayat görüyoruz ki, |
|
1373
|
|
|
|
Babamý ilk kez, bana getirdiði haþlanmýþ tavuktan tanýdým. Fabrikada çalýþýrken, ona verilen öðle yemeklerini bir kenara koyar, akþam olunca bize getirirdi. O mert adamdý. Açlýða dayanýrdý, yemediklerini biz yiyelim diye... Elinde yaz helvasý, biraz haþlanmýþ tavuk ve bir kutu gazozla evden girdiðinde bayram sanýr kollarýna atýlýr, sonra da nasibimize mutlu iki çift gözle bakardýk. Kaç defa topuz yapýlmýþ havlu yedim bilmiyorum ama, en büyük rakibim aðabeyim di. Ýki yaþ büyüktü ve müthiþ güreþirdik onunla...
|
|
1374
|
|
|
|
sýkýcý bir hayat
hep ayný yollarda yürüyoruz
dönme dolabýn gönüllü mahkumlarýyýz
|
|
1375
|
|
|
|
“Söz gümüþse sükut altýndýr” sözünün belki de tek istisnasýdýr “Dengbéjlik” |
|
1376
|
|
|
|
sadece dokunamadýklarýmýz acý veriri avuçlarýmýza,dokunduklarýmýzda ise acý biz oluruz... |
|
1377
|
|
|
|
Aradan 3 yýla yakýn bir zaman geçti, o satýrlar kalemimden döküleli... O günlerde çýkmadýðým yoldayým þimdi... Yürüyorum aðýr aðýr... |
|
1378
|
|
|
|
Deniz ve insanýn iliþkisinin destaný iki günce býrakýr arkasýnda Willis. Sayýsýz þiir, denize dair. Belki de en önemlisi, kendi deyimiyle “insanoðlunun sýnýrlarýný” keþfetmeye çýktýðý yolculukta ayný Heyerdahl gibi sýnýrlarýn olmadýðýný haykýrýr. Yeteri kadar istek ve inançla yapýlmayacak þey yoktur.
Tautai O Le Vasa Laolao, El Viejo del Mar, The Thoreau of the Seas… Ona takýlan isimlerden bir kaçý. Ve bir de mektup býraktý ardýnda, 1965 yýlýnda düþler limaný Callao’dan yola çýkmaya hazýrlanan Carlos Caraveda Arca’ya, Sallarýn altýnçaðýnda Pasifik’e açýlan bir diðer gözüpek serüvenciye.
Diðer serüvencilerden iki önemli farký vardý ilk bakýþta; yaþlýydý ve tek baþýnaydý. Ama belki de en önemlisi hangi koþul altýnda olursa olsun denize ve kendine dair sarsýlmayan inancý. |
|
1379
|
|
|
|
Sal artýk neredeyse bir metre suya gömülmüþtür. Kulübenin tavanýnda beþ adam; de Bisschop ve dört yoldaþý sadece yýldýzlarýn aydýnlattýðý bir Pasifik gecesinde, açlýktan ölmek üzere, bilinmeze doðru sürüklenmektedirler. Birbirine kenetlenmiþ bu beþ adamýn artýk tek dileði içecek su ve yiyecek bir þeyler bulabilmektir. Tuamotu adalarý, Starbuck ve Panrhyn uzaklarda kalmýþ; Tahiti Nui II pruvasýný Rakahanga resifine çevirmiþtir. Ve biraz ileride resifin keskin diþlerinden saçýlan köpükler görünmektedir artýk. |
|
1380
|
|
|
|
Bazen derken zaman geçiyor.
Bazen..
Bazen seni özlüyorum.
Ýþte hepsi bu. |
|