• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
321
|
|
|
|
...Her öğrendiğimiz düşünce sürecinde;bir adım daha atmışızdır sonsuzluğun ilahi zenginliğine.Ve etrafımızdaki sınırları biraz daha güçlendirmişizdir düşüncelerimizle... |
|
322
|
|
|
|
Şükredenler; iyi ki onun hissettiği sessizliği hissetmiyorum demişlerdir herhalde. Gıpta edenler; ne kadar rahat, hesap verme derdi yok, diye mırıldanmışlardır. |
|
323
|
|
|
|
Büyümeyi önlemek mümkün değil ve büyüyen yalnızlıklarımızı…
Büyüdükçe yalnızlaşıyor insan.
Aslında kendine dönüyor, aynaya bakmaksızın kendini görmeye çalışıyor kendi içinde.
Kendisini aramaya ve bulmaya yöneliyor.
Yoğun bir arayış bu.
Yaratıldığı çamuru, yaşamanın gerçeğini arama durumu.. |
|
324
|
|
|
|
Son sürat, gevşemeye izin vermeden, canlılara has bir duruşla, bir şeyleri heba etmeden. Hız yolun en güzel kısmı, koşuşturma bitmek bilmeden. En gereksiz, en dokunaklı, bir uçurum kenarında ya da bir başlangıç çizgisinde! |
|
325
|
|
|
|
Adım neden Yasemin değil de Şerba?, Naylon atkılı ayakkabılarım ayağıma neden sığmıyor?, Kaç yaşındayım?, Steinback’in ‘kızıl saçlı azize’ sinin ne işi var benimle?...Pastel boya resimlerime neden eskimiş tahta terliklerden çerçeveler yapıyorum? Yağmur ha |
|
326
|
|
|
|
Bugünlerde özgürlüğe yaktım abayı. O kaçıyor ben kovalıyorum, ama nefesim yetmiyor yakalamaya...İnsan olmak bir sürü esaretin zincirini bilerek, isteyerek boynunda taşımak demek..Canım ne isterse yapabileceğim bir dünyayı düşlerken, gerçeğe uyanıyorum ve başlıyorum bu gerçek de nedir demeye..Gerçek şu ki; bir hayat var ve onu yaşıyoruz.. Akıllı olursak veli, akılsız olursak deli ediyor hepsi bu!... |
|
327
|
|
|
|
"Öyle farklıdır ki o reçel, ağzına bir kaşık dolusu aldığında ve çıtır çıtır karpuz kabuğu parçalarını çiğnemeye başladığında o kadar keyif alır, o kadar mutlu olursun ki, bir daha başka reçelin yüzüne bile bakmazsın!"
|
|
328
|
|
|
|
Yarın 8 Mart... Yarın, yine bizler bir yerlerde Dünya Kadınlar Günü'nden söz edeceğiz. Kadının hayatta aktif rol alması gerektiğinden bahsedeceğiz. Kadınlarımızın sorunlarını konuşacağız. Kadınlar Günü diye bir günün varlığından haberi bile olmayan Cemile |
|
329
|
|
|
|
Bir aydınlık tarafı var Ruh'un, bir de karanlık; seçim senin...
|
|
330
|
|
|
|
Mutlu bir sene diliyorum... |
|
331
|
|
|
|
Trabzon’un küçük ve denizden ayrı düşmüş bir ilçesi olan Köprübaşı’nın Gündoğan Köyü’nde dünyaya geldim. Beş kardeşin en küçüğüyüm. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım köyümde geçti. İlkokulu Güneşli Köyü’nde, orta ve liseyi Köprübaşı Lisesi’nde okudum. Karadeniz coğrafyasının dik yamaçlarından ve fındıklıklardan yürüyerek sabah akşam gider gelirdik okula. Gidiş geliş sayarsak günde 10 km yol yürürdük. Fakat yine de yorulmazdık. |
|
332
|
|
|
|
Ya da kesişme noktasında durduğunuz an o kadar kısa olacak ki belki onu fark etmeyeceksiniz bile. Sürekli olarak bir şeyleri kaçırdığınız ya da unuttuğunuz hissi yakanızı bırakmayacak. Aslında bunlar, sizin, kendinize kurmuş olduğunuz pusulardır. |
|
333
|
|
|
|
elevizyon grip olan bir hastayı karabasanlardan bile daha çok bunaltıyor. Rengini çoktan unutmuş eşofmanlarım içinde uzanıp Bu Gün Ne Giysem programını izliyorum. Eğer eşim ve çocuklarım kıllık yapmazsa evlilik programlarına bir gün mutlaka gideceğim. Benim de kriterlerim, negatif hatta pozitif elektriğim var, ben de insanım. Bu ülkede benden başka otuz yıldır aynı kadınla evli kaç erkek kaldı. Hakikatten biz kaç kişiyiz yahu? |
|
334
|
|
|
|
Dünyanın aksesuarları tabiat ananın sistematik gerçekleri
ama en önemlisi doğmak(varoluş) -yokoluş bu süreçte yapılacaklar bence kişiden kişiye değişir insanlar yüzeysel ve derin düşünenler diye iki gruptadırlar... |
|
335
|
|
|
|
‘Anı yaşama’yı hayat felsefesi haline getirmiş olan insanlar, Rabb’imizin ibret olması için yarattığı görüntülere karşı duyarsızdırlar ve adeta at gözlüğü takmışcasına sadece baktıkları yeri görebilirler. Kendilerine ait olan küçücük bir dünyaları vardır. Şahit oldukları olaylar, onlar için ders çıkarılması gereken uyarılar değil, ‘yaşamın cilveleri’dir. |
|
336
|
|
|
|
“Derdim nedir benim” dedim, içime döndüm, ve baktım. Baktığım yerde Şeytanımla göz göze geldim.
Şeytanımın gözlerinde aynı bendeki gibi bir hüzün
ve gözlerinde aynı bendeki gibi iki damla yaş…
“Ne haber?”dedim şeytanıma, “nasıl gidiyor işler?”... |
|
337
|
|
|
|
Ahir kelam Antalya hem gün aşıp giderken hem gün doğarken emsalsizdir. Bunu gelip yerinde görmelisiniz. Görmelisiniz ki yaratıcının kudretine olan imanınız daha bir güçlensin. Estetik anlayışınız zenginleşsin. Güzelin ve güzelliğin kadrini bilenlerden olun.
24.07.2011 İ.K
|
|
338
|
|
|
|
*Gittim, gördüm, gezdim geldim… 4G li 3 gün geçirdim. Bu şehir için Sevgi ve Barış kenti denilmesi tesadüf değilmiş, bunu öğrendim. Tarihmiş, turizmmiş, değişimmiş, beyaz altınmış, sanatmış. Evet, gittim, gördüm gezdim ve mutlu geldim… Yaslı gittim şen geldim derler ya… Öyle oldu… Mutlu geldim… |
|
339
|
|
|
|
Hava kirliliği kış mevsimiyle beraber gündeme geliyor.
Bacalar tütünce nefesler daralıyor.
Şehirde yaşamanın zorluğu aşikârdır.
Bu,kışın daha da içinden çıkılmaz hâl alıyor.
İnsanlar kansız, şehirler oksijensiz yaşayamaz.
|
|
340
|
|
|
|
Bir yılı daha geride bıraktın nihayet,
Solmuş bir yaprak daha düştü hayat ağacından…
Ama sen yine de üzülme zamanın böyle hızlı akışına,
Üzülme isteksizce yitirdiğin solgun yaprağa…
Bak yeni bir Filiz veriyor taze bahar dalın;
Kısa sürede yerini alacaktır düşen kuru yaprağın…
|
|