• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
761
|
|
|
|
bir cam arkasından yaşarken, kendi hayatına bile uzakta... alnından terler boşalır, gözlerinden hâyâller, zor olsa da susarsın. için acıdığı için, sana kolaydır susmak!... |
|
762
|
|
|
|
En zoru boşlukta kalmak...
Boşu boşuna yaşamak,öylesine bakmak doğaya,amaçsızca yürümek sokaklarda...Bir amacın olmadan,bir sevdiğin olmadan yaşamak ne acı...
Bir davan olmalı şu hayatta,en azından bir amacın, o da yoksa bir sevdiğin olmalı... |
|
763
|
|
|
|
Hani susarsın ölümle karşılaşmış gibi. Tebessüm bile fazla gelir suratına, gözlerin dahi parlamaz. |
|
764
|
|
|
|
Tarihin tozlu sayfaları, kibir ve kudretin baş döndürücülüğüyle yoldan sapmış ve bu yüzden Tanrı tarafından yerle bir edilmiş imparatorlukların ibretli hikâyeleriyle doludur.
Unutmamalı ki, kibir ateşten bir gömlektir, onu giyeni yakar.
|
|
765
|
|
|
|
hiçbir kentte doğmamak ve ölmemek için... |
|
766
|
|
|
|
keman! yalnızca bir enstrumanmıdır gerçekten? yoksa bir sanatkarın parmakları aracılığıyla insanın diline kafa tutan başlı başına bir hayt formu mudur? neleri anlatır tınıları? nelere karşılık gelir sesleri? |
|
767
|
|
|
|
biseylere baslamanin dayanilmaz hafifligi degil baslangicin anlamina giris sadece |
|
768
|
|
|
|
Yaşama ilişkin ne varsa;her türden ihtiras, başarı, tutku,mutluluk ya da güç olanca ihtişamıyla kendini göklere çıkarırken, ölüm tüm bunları alçakgönüllükle, tebessümle karşılar ve sahteliği aydınlatırken, yok oluşun asliliğini ve asilliğini gösterir. |
|
769
|
|
|
|
Unutma !... Çizdiğin her resim, sendeki çığlığı sana taşıyacak bir devinimin kınında umut saklı kılıcın gücü ve keskinliğindeki özeti olacak… |
|
770
|
|
|
|
Harmanlanmadan sema ile toprak,başını kaldır da insanlığa şöyle bir bak!...
|
|
771
|
|
|
|
Ne demek: “Yaşamak”
Nefes alıp vermek, hava ile dolan ciğerler, kalbin ritmi, kanın küçük ve büyük damarlarda dolaşımı, hücreler, vitaminler, enzimler, sinir uçları ve daha ötesi… Sempatik sistem, duygular, duygulanmalar, beyin fonksiyonları, gelecekte bir nokta, umut, umuda doğru koşmak, başarılar, gurur ve hüzün veya heyezan… Sayılamayacak kadar kelime ve kavram. Peki, yaşamak kavramlar mı yani sadece? Veya hepsini yaşayabiliyor muyuz gerçekten? Yaşarken anlayabiliyor muyuz biz bunları? |
|
772
|
|
|
|
"Issız yerlerde kendin için bir evren ol." |
|
773
|
|
774
|
|
775
|
|
776
|
|
|
|
Seni terk etme vakti geldiğinde
Valizim çok hafif olacak
Sadece Üstümdeki elbiseler
Şiirlerim bende kalacak
|
|
777
|
|
|
|
Kestane ağaçları, Ağustos böcekleri ve yıldız şekerlerinin hatırlattıkları... |
|
778
|
|
|
|
Konuşmanın, tanışmanın getirisi olarak aramızda bağlar kurduğumuz insanlar kadar, bir kelime dahi konuşmadığımız bir çok insan ve varlıkla aramızda en az konuştuklarımız kadar sağlam bağlar kurarız. Zaten bazen kelimeler muhabbeti törpüler, sükut da cilalar... Ve yine bazı semtler, camiler, mezarlıklar, bazı binalar vardır ki onları bir bahane bulup ziyaret etmek, sessizce dertleşmek, gün geçtikçe solan, değişen renklerine, çehrelerinin farklı hallerine şahit olmak bazılarımızın hayatında önemli bir yere sahip. Aramızda sessiz diyaloglar yüksek çekim gücüne sahip bağlar vardır... insan kendisini mekanla duygusal bir bağ kurarkan bulur, zamanın bile törpüleyemeyeceği bir bağ... Mekan pörsüse de insan vefa gösterdiğinde bağ baki kalır...
Mesela; bizim mutfaktaki çaydanlıkla su götürmez bir dostluğumuz vardır. Kimsenin yanımda olmadığı demlerde kendisi sadık bir dost olarak benimle geceler boyu demlenirdi. Zatı allerini kaçyüz kere ateşte unutup uyuya kaldığımdan; aşıkların yüreklerinden daha fazla yanmışsa da gık bile demeden hayatımdaki yerinde varlığını sürdürmeye devam eder..
Tabi bir de birçoğumuzun yanından hiç ayırmadığı 3 K... Kağıt, kalem, kitap hakkında pek çok şey söylenebilir... |
|
779
|
|
|
|
william faulker’ın ölümünden sonra hayranlarından gelen ve asla açmadığı mektuplar bulunur. çünkü kendisine gelen mektuplardan sadece editörlerden gelenleri açardı. gelecek olan çeki bekler onunla borçlarını öder,
|
|
780
|
|
|
|
Koşullar ne olursa olsun, zarar göreceğimizi bilsek de doğru sözden, adaletli davranmaktan vazgeçer miyiz? Hepimiz bu soruyu kendimize soralım… |
|