• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
841
|
|
|
|
Yaşamı soluyun soluyabildiğinizce |
|
842
|
|
|
|
Yaşadığınız herşey içinde siz zaten varsınız.İstesenizde istemesenizde. |
|
843
|
|
|
|
Yaşam, gergefine işlediği manaları önce kendi teyelleyip toparlayan sonra yine kendi söken bir garip masallar silsilesi… Yaşam, kınında muamma taşıyan şeffaf sancı… |
|
844
|
|
|
|
Alazında ayaz büyüttüğüm bir yaşamın Erciyes tenli kumsalında büyüyor hüznümün duvağı babam… Sarı yalnızlığın gölgeli düğününde susturdum içimdeki coşku ırmağını… Karanlıktan korkan mehtabın şimdi de sabaha kirpiği kırık ezgiler ekiyor…
|
|
845
|
|
|
|
Her gece başımı yastığa koyduğumda ruhum bedenimin uyku isteğine isyan etti. Bedenimle ruhum iç çatışmaya girerken uyku benden uzaklaştı.
Her sabah yataktan çıkmam gerektiğini düşündüğümde, gece boyunca uykunun çok az beni bulduğunu hissederek ve bütün gece boyunca gözlerimi defalarca açıp, defalarca yataktan kalkıp kitaplara sarıldığımın farkına vardım... |
|
846
|
|
|
|
Sakin sessiz köşeme oturmuş, kitabımı okumakta olduğum ve Ciciannenin Genç Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu ilk yıllarda piyanosunun başına geçip, derin bir aşkla bağlı olduğu Rıza Selim Bey ve konuklarına piyano resitalleri verdiği zamanların kıyısında dolaşırken, minik kızımın parmaklarının notalarla buluşmasıyla odaya doluveren eşsiz müzik nağmeleri, beni zaman içinde bir yerlerde donduruverdi… |
|
847
|
|
|
|
Akşam yavaşça iniyor, öksüz bir çocuk gibi sokaklar, telaşsız insanlar. Ay doğmayacak biliyorum, annem ölmüş, ağaçlar neyi bekler, kuşlar şarkısız ay doğmayacak, nefesim tükenmiş, dudaklarım mühürlü, gözlerim ıslak… |
|
848
|
|
|
|
Beraber olduklarımız; yitip gidenler... |
|
849
|
|
|
|
Polyana bile bu kadarı fazla deyip çekiliyor oyundan... |
|
850
|
|
|
|
beni ve tabi ki sizi ilgilendiren bir şey. öyle olmasa yazmazdım zaten:) |
|
851
|
|
|
|
Adım ……….! Boş verin canım. Şart mı bir adımın olması? Ama ille de bir isim vermek isterseniz bana, “deli” diyebilirsiniz. |
|
852
|
|
|
|
yapaylığı hissetmediğim tek yer |
|
853
|
|
|
|
Sessiz geceyi bölen çığlıkla yeni doğan bebeğin ağlamasıdır yaşamak. Her şeyi akışına, oluruna bırakmaktır yaşamak yolunu bulan su misali.
|
|
854
|
|
|
|
Gecenin rengi siyahtır... |
|
855
|
|
|
|
Hayatın sunduklarını anlayabilmek için acı bir kayıp şart mıdır?
|
|
856
|
|
|
|
Oğlunla bayram namazı...
Nietzsche'yi bir daha okumak...
Eski kasa Lada Niva almak...
En az üç gamzeden 'an' içmek...
Limon ağacının altında uyumak...
Şenol Güneş ile tanışmak...
Aşık olduğun kadınların son halini görmek... |
|
857
|
|
|
|
Kendini sevemeyen bir toplumuz, çünkü insana değer verilmeyen bir toplumun bireyleriz, çünkü gülmenin ayıp sanıldığı bir toplumda yaşamaktayız, çünkü insanca dürtülerin saklanması gerektiğini düşünürüz ki insanca duyguların ayıplandığındandır bu… İnsanlığından utanan bir toplumuz vesselam! Cinsellik ayıptır, öpüşmek ayıptır, toplum içinde sarılmak ayıptır ve bu liste uzayıp gider…
|
|
858
|
|
|
|
En fazla alıyorsun eline kalemi kağıdı, hariçten değil ama dahilden gazel okuyorsun… sonra dönüyorsun yazdıklarının başına ‘ulan, ne yazmışım ben, hiç bi şey anlamadım. Okuyan nasıl anlayacak’ diyorsun… sonra da ‘amaaaan, zaten anlamaları gerekenleri anlamaya çalışmıyorlar, benim ki de eksik kalıversin’, diyor boş veriyorsun…
|
|
859
|
|
860
|
|
|
|
Sana buralardan kocaman, beyaz bir tomurcuk atıyorum... |
|