• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
601
|
|
|
|
SAHİ NEDİR BU KUŞ DİLİ?
..... .......
SÜLEYMEN PEYGAMBER OLSAYDI DA.... |
|
602
|
|
|
|
Çekilmez bir adam oldum yine / Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi / Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum / Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
Çekilmez bir adam oldum yine / Uykusuz, aksi, lanet
Yine her seferki gibi haksızım / Sebep yok olması da imkansız
Bu yaptığım iş ayıp rezalet / Fakat elimde değil / Seni kıskanıyorum.
Nazım ın bu şiirini okurken hayatın ikilemlerimizle yüklü bir yolculuk olduğunu düşündüm, iyikilerimle keşkelerimi tarttım, bir sağa bir sola baktım ve yine içimi bu mektupla dışıma attım. Şiirin sonuna bakarsak konumuz kıskanmaya daha uygun düşerdi ama derinine inince de kıskançlıkla sevdiğine güven ikilemi, sevmenin güzelliği ile kıskanmanın çekilmezliği düalitesi karşımda dikiliyordu.
|
|
603
|
|
604
|
|
|
|
Sanki tüm hayatı, yaşanmışlığı, sizi siz yapan duyarlılığı,
İki cümleyle beş kelimenin içine sığdırabilirmişsiniz gibi.
Adı, soyadı, doğum tarihi, çalıştığı işler…
Tıpkı mahkeme tutanakları gibi.
|
|
605
|
|
|
|
Kadın sever zaten renkleri!
Ama renklerini ondan calmazsan ADAM! |
|
606
|
|
|
|
Hayatı gezip keşfedebilme ayrıntıları gözden kaçırmama dileğiyle |
|
607
|
|
608
|
|
|
|
...şarkıyı tekrar tekrar söylerken, yalnızlığı hatırlatan yazarlar, şarkıcılar, şairler geçiyor aklımdan.
Bir film sahnesinden, bir kitaba giriyorum, bir şiirden çıkıp, bir öyküde buluyorum kendimi.
Olaylar, yerler, kişiler değişiyor ,fakat hissettiklerim değişmiyor...
|
|
609
|
|
|
|
İşte!” dedi “Sevgi olmasa anne olunurmuydu, sevgi olmasa acılar hafifler, hastalıklar şifa bulurmuydu?” En etkili ilaç “SEVGİ” tablet, tablet değil, tabak, tabak yemeli, yedirmeliydi. Ne yan etkisi vardı, nede parayla anlınabilirdi.
|
|
610
|
|
|
|
Tuhaf mamafih tabii bir his. |
|
611
|
|
|
|
Fikirlerin çarpışmasından hakikat ışığı doğar. |
|
612
|
|
|
|
İçinden gelir. Orada ne varsa o gelir...
|
|
613
|
|
|
|
Hayatın insanın anlamı önemini anlatırken anlamı anlayabiliyor musunuz? Yoksa ben daha çok biliyorum derken, bana anlatmadan hala susuyor musun? Önümüze duvarları kendimiz ördük derken, sana bana gülerken, gel bu duvarları yardım et kaldıralım diyorum geliyor musun? |
|
614
|
|
|
|
Cam kırıklarıyla doluydu her yer... Tiz bir çığlık ile cam kırılma sesi, müthiş bir ikili sayılabilirlerdi yerine göre. Kaygı dolu bir çift göz, olan bitene kılıf uydurmaya çalışıyordu. Şok kısa sürmeliydi. Öyle de oldu.
Çıplak ayağını tüylü paspasa değdirmeden, temizlik teçhizatlarının olduğu dolabı açtı ve faraş ile süpürgeyi aldı. Peştamala sardığı yarı çıplak vücudundan sızan su damlalarına aldırmaksızın eğildi ve banyo yüzeyine dağılmış cam kırıklarını itinayla süpürmeye başladı. Bir yandan da kanayan parmağını kâğıt mendille sarmıştı... Titreyen kolları ve dudaklarının yanında bir de, gözyaşları bu seremoniye eşlik etmeye başlamıştı. |
|
615
|
|
|
|
Özlemek neye yarar ki hiçbir şey eskisi gibi kalmadıktan sonra. Eskiden bir kediyi sever gibi severdin beni. Ben de yanında süt dökmüş kediler gibi dururdum. Şimdi ne kedi sokuluşları kaldı bende ne de senin sıcaklığını arayışım kaldı bende. İnsan yaşamamak istedeğini yaşamak ister; ama elden bir şey gelmez. |
|
616
|
|
|
|
Suçlu muyum?
Kendimi sorguladığım her gecenin sonunda hayatımla hayallerim arasındaki o çizgiyi hep aştığım için suçluyum.Olması gerekenden daha fazla aşk istediğim için,yalnızlığımı ve neden düşler dünyasında yaşadığımı insanlara anlatamadığım için suçluyum ve kısacası ben kendi dünyamda yüzlerini görmediğim ama kalpten bağlı olduğum insanlarla hayali aşklar,mutluluklar yaşadığım için suçluyum…
Ama ben buyum…
|
|
617
|
|
|
|
.....yaşanan yaşanacak çarklar yerine oturacak oturuyor da, bize kaderimiz kalıyor, oda Yaradan’ın verdiği tek zerre haksızlık yapılmaz diyor insana hak ettiğin sana, o halde saflar belirlensin tövbelere otursun, hak bilinsin kul adına! |
|
618
|
|
|
|
Emekli maaşını almaya iki gün kalmış emekli misali, derin düşüncelere dalmış bir haldeler.
Görünce, aklının çok uzaklarda olduğu izlenimine kapılabilirsiniz. |
|
619
|
|
|
|
"Ateşi ben bulursam nasıl kullanacaklarını da ben öğretirim. Kimse kötü kullanamaz."
|
|
620
|
|
|
|
Kırdım serçelerin kanatlarını ve en çok incinen taraflarımı sevdim... Aslında her serçe bendim... |
|