• İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk |
901
|
|
|
|
Bazen isiklar soner karanlik yanar.... |
|
902
|
|
|
|
Bazen umut ederek savaştım, savaşçı ruhum yoruldu artık. Alıp başımı bilmediğim diyarlara gitmek, unutmak, unutulmak, yok olup gitmek istedim çoğu zaman ama bu sadece korkaklık olurdu. Bazen ne için niye savaştığımı unuttum. Sonra hatırladım…. Acı çektim, ağladım günlerce ama bunlar hiç bir şeyin çözümü değil. İnsan kendi kaderini kendi yazarmış. Aptallık yaparsan cezanda ağır oluyor. Yanlış zamanda yanlış kişi, insanı bu hala getiriyor. Mazeretimin adı eskiden aşktı ama artık aptallık olduğunu anladım. Bazen sevmek de sevilmek de yetmiyor. Severek sevilerek de terk edilebiliyorsun, aldatılabiliyorsun. Ağlasan da inlesen de kalbin bu acıya dayanamasa da ayakta kalmak için savaşıyorsun. Fıkra gibi ama canım acımadı ki diyorsun ona. Beni incitemezsin. Kuyruğu dik tutmaya çalışıyorsun. O bunu hiç anlamıyor ya da işine öyle geliyor. Kendine yeni bir hayat kuruyor seni maziye gömüp, yoluna gidiyor. |
|
903
|
|
|
|
Huzuru kucaklamayı,cenneti koklamayı, tek bir gülümsemeyle yeniden doğmayı öğrettin. |
|
904
|
|
|
|
Lakin gülüm hayat parmak izlerimden sökülüp gidiyor... |
|
905
|
|
|
|
Bunca kelamı yazmama sebep olan son zamanlarda en çok dinlediğim iki şarkı( Limon çiçekleri Mustafa Ceceli ve Enbe Ork Altan Çelik Martılar)
|
|
906
|
|
|
|
Ne kadar kaldı ki ömrüm sonuna
Gittiğin gün düştüm hasret koruna
|
|
907
|
|
|
|
Var oluşumda, benliğimin oluşumunda büyük pay sahibi olan babama koca bir yürek değil, bir ömür sunsam yine de... ödeyemem hakkını. |
|
908
|
|
909
|
|
|
|
Bırak yakımı deli sevda. Küstü gönlüm sana. Ne yıldızların kandırabilir beni artık ne da rayihaların. Körebe de oynamak istemiyorum artık. Karanlıktan korkar oldum, kapama gözlerimi sevda... |
|
910
|
|
|
|
Kırık aynanın arkasındaki resim...
Ne mi ?
Anlatayım….
Sen … Sevgin… Olmayışın… Ben….Yaşamalıyım… |
|
911
|
|
|
|
ışıl ışıl, huzur dolu ve mis gibi sevgi kokuluydu... |
|
912
|
|
|
|
Bilir miydik, serüvenlerden bir daha asla onmaz yaralarla dönecektik evlerimize. |
|
913
|
|
914
|
|
|
|
...Mesafeler artıyor zaman geçtikçe bu yollardan. |
|
915
|
|
|
|
Bir çam ağacının gövdesinde çam sakızı, denizin en karanlık yerinde ışık saçan bir balık, bir zeki kadının beyninde düşünce, bir şairin yüreğinde imge, bir çocuğun ağlayışında gözyaşı, bir ülke coğrafyasında metropol, bir adada palmiye, bir fakirin evinde sımsıcak çorba, bir zenginin evinde antika, senin ise sadece sevgilin olmak istedim. |
|
916
|
|
|
|
Başka basamaklarda başka anlamlar bulacak onlar. Kendilerinden ve birbirlerinden kaçmaktan vazgeçebilseler. Birbirilerini olduğu gibi kabul edebilmenin yanında, can yaktıkları anların ateşini kendi yüreklerinde de duyabilseler. Sıçrasalar birden o ateşi sade karşısındakinin değil. Kendi içlerinde de hissetseler. Şaşırsalar birbirilerinin acısına. Sarılıp ağlasalar, birbirlerinin saçlarını okşasalar. Ve yeni bir an geldiğinde ikisi de kendi ayaklarıyla. Bu sefer farklı bir adım atsalar. Birbirlerinin yüreklerini kanattıkları oranda, birbirlerinin yüreklerine merhem olsalar: Yaşam yorgunu iki kişi karşılaştığında, yüzdeki tebessümler farklı bir gülüşte selamlaşacak. Bu gülüşle beraber sakladığımız iç dünyalarımızın farklı dramları yansımalarda yoğunlaşacak. Geceler, güne merhaba diyecek, yaşanılanlar gecede kalacak. Gününde diğer bir yaşam gecedekine sırt dönecek. Yapmam neyse o yaşananacak. Kolay değil, elbette. Yaşattığın, yaşattıklarımın karşısında hiç kalacak. Sen hep bir arayışın kıstasında kalacak ve huzur dediğin geceden ayrılacaksın. İkili ilişkimizde yalan baş konuğumuz oluyor. Neden ?Saklanbaç oynamayı mı seviyoruz.? Oysa sevgi yüreğe hitap etmeli, mantık cevap versin. Her defasında incitirsen, incinirsin. Söylenecek bu kadar söz varken kırmayı seçiyoruz. Sırf üstün kalmak adına. Ne kadar doyurucu bir hayat olabilir ki... İki yaşamın en iyi tarafı ne olur dargınlıkdan başka. Aradan geçen zaman bile size selam vermez, kişi hoşlandığı şeyi sırf kendisi için istiyorsa. Farklı bir boyut daha vardı. Karşımızdakilere hissettirmek. Hayatın içindeki bizler yaşam denilen sadakatten habersizsek. Ve kendimizi kandırıyorsak. Yaşattığımız olsa olsa hüzün. Evresinde yalnız değiliz. Kimse kimseden habersiz. Sen kendinden bi haber. Keşkelere yer vermeden hayat alfabesini doğru okuyabilsek. |
|
917
|
|
|
|
Allah korkusu, Allah’a aşkla bağlı insanın hissettiği korkudur. Allah’ın hoşnutluğundan mahrum kalmaktan korkmaktır... Aşık sevdiğini gücendirmekten, onun sevgisinin yok olmasından çekinir. Allah korkusu böyledir, çok daha şiddetlidir. İnsan Allah’tan korkarsa O’nun buyruklarına çok titiz olur, en çok O’nu sever ve en çok O’na saygı duyar. Egoist, bencil, nefsine düşkün olmaz. Şefkatli ve koruyucu olur, çıkarlarının peşinde olmaz, affedici olur. |
|
918
|
|
|
|
Uzun süredir aşka düşmedim ben. Teorik bilgim pekiyi ama pratiğim oldukça zayıf bu konuda. |
|
919
|
|
|
|
sevgi deriz ya hep herşeyin temeli, herşeyin başlangıcı, herşeyin ilacı işte o sevgi bizimkide. |
|
920
|
|
|
|
Sen gittin şimdi, tuzaklar pusu kurdular... |
|