Anlaþýlmaya Hasret Bir Kitap
(Mustafa Cilasun) 22 Þubat 2007 |
Bireysel |
| |
Hayýrlý iþlerde, teganniye kaçýlmasý,
Siyasilerin, istismar ederek güç bulmasý,
Her bir evin, baþköþesinde bulunmasý,
Çocuklarýmýzýn, yaz kursu kitabý olmasý,
|
|
Aþk ve Bakýþ...
(Mustafa Cilasun) 22 Þubat 2007 |
Aþk ve Romantizm |
| |
Güneþ ýþýnlarý, öyle sezsizler ki,
Kimsenin, kendine bakmasýný beklemezler...
Isýtýrlar, ýþýtýrlar, kaynatýrlar, kaygýlandýrýrlar...
Ama her hallerinde sessizliði kuþanýrlar... |
|
Demir - El'in Azizliði!
(Mustafa Cilasun) 22 Þubat 2007 |
Baþkaldýrý |
| |
Memlekete ve devlete unutulmaz! Hizmetlerini bilmeyelim!
Eðri oturmayalým, zira omurgalarda problem çýkabilir.
Lakin doðruyu konuþmak içinde bir sebep aramayalým!
Zatýâlileri, genç bir mühendisken birilerince önemsendi!
|
|
Yekte Gam Olacaðýz…
(Mustafa Cilasun) 27 Mart 2007 |
Umut |
| |
Kulak çeperlerime bir dalga dokunuyor,
Bu dalga, beynime nüfus ediyor, daðýlýyor,
Çarptýkça, ahenkli ses dalgalarý beni alýp,
Hülyalarýma doðru sürükleyerek götürüyor. |
|
Bir Nisaydýn…
(Mustafa Cilasun) 20 Nisan 2007 |
Özlem Þiirleri |
| |
Sýkýlýnca, kapýlýyorsun
Anlamsýz bir kaygýya...
Sen bu olamazsýn... Olmamalýsýn...
Habersizdin... Sabi idin... |
|
Efkarsýn…
(Mustafa Cilasun) 21 Nisan 2007 |
Özlem Þiirleri |
| |
Ey tütün duman,
Git nereye gidiyorsan git…
BilmEfkarsýn…iyorum,
Bekleyenin, sevenin var mý?
|
|
Bir Ahenktir…
(Mustafa Cilasun) 25 Nisan 2007 |
Sevgi ve Arkadaþlýk |
| |
Hayat yalnýz onun içindir,
O bütün hissiyatýn þifresidir,
Bir gizem deðildir, aþikârdýr,
Arzý bekleyen bir bahtiyardýr. |
|
Bilsem Neyim…
(Mustafa Cilasun) 27 Nisan 2007 |
Aþk ve Romantizm |
| |
Ne sen sor, nede ben söyleyim,
Ýçimde hicran, nasýl resmedeyim,
Periþanlýðý yaþayan bir divaneyim,
Hengâmede badireyim, bilsem neyim. |
|
Kimi Bekler…
(Mustafa Cilasun) 27 Nisan 2007 |
Yaþam |
| |
Aksýn sular,
Açýlsýn yaralar,
Aðlasýn analar,
Yaðsýn yaðmurlar, |
|
Sen Gelemedin…
(Mustafa Cilasun) 2 Mayýs 2007 |
Baþkaldýrý |
| |
Gitmeye karar vermiþtin
Ansýz bir zamanda yaptýn
Yaktýn, kendini de yaktýn
Babana raðmen gelemedin |
|
Ayak Ýzlerin…
(Mustafa Cilasun) 2 Mayýs 2007 |
Aþk ve Romantizm |
| |
Sende bir zamanlar
Kahkahalar atarak tutunduðum
Ellerinle umut saçýyordun
Parmaklarýmýz kenetleniyordu |
|
Mazlum Ýçin Bir Karar…
(Mustafa Cilasun) 3 Mayýs 2007 |
Öyküsel |
| |
Gökyüzü bulutlarýn hiddetiyle
Güneþi gizliyordu, gri bir tondu
Uzak diyarlarýn gelen sakinleri
Havanýn metaneti hissediyordu |
|
Sen Öyle Yað Ki…
(Mustafa Cilasun) 10 Mayýs 2007 |
Görsel (Resimli Þiir) |
| |
Yað yaðmur öyle yað ki
Kalmasýn rahata etmeyen bir bulut
Semanýn haykýrýþlarýný öylece akýt ki
Senden tezahür edecek her bir umut |
|
Çýnar Altýnda…
(Mustafa Cilasun) 10 Mayýs 2007 |
Aþk ve Romantizm |
| |
Hicrana bezenen yüreðim
Çýnar altýnda tarih soluyordu
Saçlarýma düþen yapraklar
Kopan aþký mý hatýrlatýyordu |
|
Neylesin Ateþ Seni...
(Mustafa Cilasun) 30 Mayýs 2007 |
Özlem Þiirleri |
| |
Senin pak yüreðinden süzülen,
Kibar dilinden dökülen
Güzellikleri ateþ gölgelemesin.
Sen mümin bir insansýn... |
|
Býrak Kalsýn…
(Mustafa Cilasun) 29 Mayýs 2007 |
Baþkaldýrý |
| |
Kuþku elbette güzeldir, iman bunun içindir
Yüreðinin serinliðinde seyrederken nerdeydin |
|
Bilinmesi Dileðiyle…
(Mustafa Cilasun) 29 Mayýs 2007 |
Baþkaldýrý |
| |
Verilmeyen hiç bir umudun suali sorulmaz.
Yürek bir aþk ile çýrpýnýyorsa...
Aþký yaþamayan anlayamaz... |
|
Gönülden Sevmek…
(Mustafa Cilasun) 1 Haziran 2007 |
Özlem Þiirleri |
| |
/
/
Ýþte böyle bir þeydir /
Gönülden sevmek… /
Ulvi gayelere baðlanmak… /
Nefsini ötelemek… /
|
|
Lisaný Kalb ile Söyleme…
(Mustafa Cilasun) 5 Haziran 2007 |
Baþkaldýrý |
| |
Ansýzýn dalgalarýnýn arasýnda çýrpýnýrken
Sen geliyordun aklýma, naçar kalsam da
Niye bu kadar baðlanmak nice bocalamak
Ümitsiz bir hayale kapýlmak, aþk yaþamak |
|
Gönlümün Hicran Pýnarýnda…
(Mustafa Cilasun) 8 Haziran 2007 |
Bireysel |
| |
Gözlerin uzaklardan süsülürken sevdamýn
Kefeninin biçildiðini hiçbir an unutmuyordum
Sen yüreðinde onmaz fýrtýnalarýn dalgasýnda
Bizar kalýyordun, hiç bir umut bulamýyordun |
|
Solgun Bir Gül Gibi…
(Mustafa Cilasun) 8 Haziran 2007 |
Özlem Þiirleri |
| |
Bazen bulutlar kýrmýzýdýr gökyüzünde
Doru bir at gibi koþarlar engin özlemlere
En deruni nakýþlarý gözlemleriz onlarda
Bir sevdanýn saçlarý dökülür yelelerine |
|
Hüznün Mekân Tuttuðu Gönlüm…
(Mustafa Cilasun) 11 Haziran 2007 |
Öyküsel |
| |
Yaslanýrdým anýlarýmýn gölgesinde ki hüzne
Dinlediðim þarkýlardan, özellikle tamburdan
Mýzrabý vuran sazendenin yüz hatlarýndan
Sayfalar açardým anýlarýmýn her katresinden |
|
Gönül Dilimden Aksedenler…
(Mustafa Cilasun) 12 Haziran 2007 |
Baþkaldýrý |
| |
Aniden kapandý birbiri ardýnca düþünceler…
Nerde kaldý idrak, izan, mefkûre nerdeler?
Som altýndan hazýrlanan döþekler, zevk akideler
Nerde himmeti kucaklayanlar, sebili coþturanlar |
|
Umutlarýyla Hasýrlara Þekiller Ýþleyen!
(Mustafa Cilasun) 18 Haziran 2007 |
Soyut |
| |
Býraktým karanlýðý, benim olmayýnca rüzgâr
Alamadýðým bir yolun þafaðýndayken sularýn
Kýyýya ne hacet, kalmayýnca tüm umutlarým
Suyun enginliðinde sarhoþluðun maðduruyum |
|
Ölümün Ayak Ýziydi Þahit Olduðum!
(Mustafa Cilasun) 19 Haziran 2007 |
Soyut |
| |
Attýðým adýmlarýn kalmayan izleri
Hiçliðimin aþikâr sesiyken bilinen,
Enaniyetimin derinliðinde gezinen
Derbeder kiþiliðin insafýna kaldým |
|
Sevgiye Hasret Gönül Zillettir!
(Mustafa Cilasun) 19 Haziran 2007 |
Soyut |
| |
Kaybolmuþ umutlardan sýyrýlýnca
Kaybettim artýk her neyim varsa
Kalmadý saðlýk, nasýl heyecansa
Onlarda gittiler bak sallarcasýna |
|
Ölüm! Ýyi ki Varsýn, Olmasaydýn…
(Mustafa Cilasun) 20 Haziran 2007 |
Yaþam |
| |
Bugün öksüzlerin üþüyen gecelerini andým
Sensizliðin düþüyle haþyet içinde uyandým
Yorganlarý attým, yataðýmdan da kalktým
Gecenin kuþatan serinliðinde seni andým |
|
Bir Gün Vicdanýn Sýzlar mý?
(Mustafa Cilasun) 25 Haziran 2007 |
Baþkaldýrý |
| |
Ne kadar dertliyim haberin var mý?
Nasýl kederdeyim vicdanýn sýzlar mý?
Hangi derdin pençesinde kývrandýðý mý?
Ey nutku duran bir su al etsen olmaz mý? |
|
Aþkýn Ummanýnda Yeþermek!
(Mustafa Cilasun) 26 Haziran 2007 |
Özlem Þiirleri |
| |
Ardýndan bakarken, ayazýn serinliðinde,
Nutku duran duvarlar, hayret ediyordu.
Kaldýrýmlarda inleyen feryat dinmiyordu.
Semalardan süzülen damlalar bitmiyordu. |
|
Sevdayý, Terennüm Ederek Yaþamaktý!
(Mustafa Cilasun) 26 Haziran 2007 |
Soyut |
| |
Mehtaba nazarý hal için vadiye indiðimde
Gün kararýyor, kuþlar sakince çekiliyordu.
Aðaçlarýn yapraklarý þakýyor, durmuyordu.
Sanki yalnýzlýðýmý anlayarak paylaþýyordu. |
|
Hayatýn Kesitleri!
(Mustafa Cilasun) 4 Temmuz 2007 |
Umut |
| |
Ýþte böyle hocam
Hiç kabullenme sekte
Ýstemeyi reddet sekte
Kader diyelim bizde,
|
|
Peki, Öyleyse Kime Dertleneyim?
(Mustafa Cilasun) 9 Temmuz 2007 |
Baþkaldýrý |
| |
Söyler misin ben nasýl sitem etmeyeyim
Kime ne diyeyim ki, kimlerle dertleþeyim
Bir divaneyim, þevksizim, sensiz eksiyim
Sanki bir kederim, kimliðimde derbederim |
|
Þöyle Bir Dalmýþken Neler Geliyor Ýçimden
(Mustafa CÝLASUN) 1 Aðustos 2007 |
Özlem Þiirleri |
| |
Sanki bir topaç misali
Ýpin sardýðý anýn verdiði zamanýn
Koldan çýkan takatin, hýrsýn, nihayetinde
Fýrlatýlan bir topaç inlilerken kendi seyrinde
Amansýz bir döngünün her katresinde çaresizdir |
|
Çýkýlýr Bir Yola Akýbet Hayýrla!
(Mustafa CÝLASUN) 6 Aðustos 2007 |
Soyut |
| |
Bir yol gidilir ya hani yolu belirsiz
Konuþursun kendinle merak içinde
Esinti refakatiyle mazi derinliðinde
Meçhulün seyrinde efkâr eþliðinde |
|
Sen Bilirsin Sahibimsin Sen En Yücesin.
(Mustafa CÝLASUN) 7 Aðustos 2007 |
Umut |
| |
Ýnanýyor ve iman ediyorum ki
Sen yarattýn, her zerreyi hal kettin
Keplerin en müstesna yerinde sen varsýn
Sen aþký gönüllerde yaþatan bir sevdanýn adýsýn |
|
Ýlla ki Tercihler Tahkik ile Anlamlý!
(Mustafa CÝLASUN) 6 Eylül 2007 |
Soyut |
| |
Sineler ki durmaz açýlýyor ararda
Farklýlýklar sunar kendi kulvarýnda
Ne varsa serilir bir gayenin adýna
Arz edilir merak içinde bekleyene |
|
Meramý Halim Neden Anlaþýlmaz Ki!
(Mustafa CÝLASUN) 7 Eylül 2007 |
Bireysel |
| |
Meramý halin serdedilmesi lüzumu haktýr
Anlaþýlýr olmasý muhakkak ki zorunludur
Bir merakýn refakatiyle sayfalar niye açýlýr
Melaller neden salýnýr kaygýlar niye vardýr |
|
Sevmek Halin Esintisiyle Nefeslenmek Demek!
(Mustafa CÝLASUN) 10 Eylül 2007 |
Soyut |
| |
Bir gönül fýrtýnasý ki çýkmasýndaki hikmet
Sevmek için umut için nasibi sabýr demek
Gönülden aksetmek için hal ile serinlemek
Edebin kaviyle hareket etmek nefsi silmek |
|
Ne Çareyi Dert ki Tutulma Bir Kere!
(Mustafa CÝLASUN) 8 Ekim 2007 |
Soyut |
| |
Tutulma bir kere o sevda cezbine
Halin dilinde ki o seyri âlemlerine
Yazgýnýn kaleminde anýn katresine
Bitecek ki nüvesi zaman arefesinde |
|
Bir Zamanki Elbet Bitecektir Her An!
(Mustafa CÝLASUN) 15 Ekim 2007 |
Soyut |
| |
Kararan sayfalarýn izlerindeki düþler
Anýn serencam ölçüsünde öðütleridir
Hale anlam katan hayatýn idrak elidir
Dil ki bu vakit sevdanýn esen seyridir |
|
Yokluðunla Hem Hal Olmak!
(Mustafa CÝLASUN) 7 Mart 2008 |
Özlem Þiirleri |
| |
Senin yokluðunda yüzümü okþayan
Rüzgâr esenliðinde seni yaþýyorum
Onun sineme bahþettiðiyle kalýyor
Götürdüðü mekânlarda aranýyorum |
|
Sessiz Bekleyiþ!
(Mustafa CÝLASUN) 22 Ocak 2010 |
Didaktik |
| |
Þayet o ezalar bir lanet içinse
Derdi halk eden bilinmedikçe ve hatta akýl ötelendikçe
Kalp insanýn sýratý müstakimi bulmasýna kifayet etmez bile, ecir nafile
Hesap akýl içindedir, vuslat idrakin güzelliðinde erktir, lakin edep ihsanla güzeldir |
|
Derdimi Ummanlara Döktüm!
(Mustafa CÝLASUN) 20 Þubat 2010 |
Lirik |
| |
Hicran halimde
Ruhum her ne kadar sukut etse de kederde
Dilim kelimelerde, sinem yâd ellerde, hasrette içimde
Kime ne söyledimse kem sözler halime, övgülerde aziz nefeslere
Nerdeyim ve hangi hal içindeyim hiç bilmeseler de yazýyorum iþte kalbimle |
|
Yollar Niye Kapalý, Kalbim Aþk Ýçin Aðlamalý!
(Mustafa CÝLASUN) 17 Haziran 2010 |
Lirik |
| |
Gönül perdesinden sahnelelen eserlerin dramatik yaþanmýþlýðý
Kalbin inþirah için canhýraþ yakarýþý, sinenin vicdanla hüzün hýçkýrýklarý baþlýyordu
Tepelerden dur durak bilmeden akan ve aþk için izana yön veren suyun haykýrýþý
Aklým için sualler hazýrlýyor ve hayretler içine bir þakýnlýða gark ediyordu |
|
Yýllardýr Susmuþtun, Sürursuzdun, Yine Sus!
(Mustafa CÝLASUN) 1 Ekim 2010 |
Lirik |
| |
Yüreðim titrerken, gözlerim dökerken, sükutu bir ar bilirken, nerdeydin
Sanki dipsiz bir kuyu, soyulmuþ bir yol, insana muhtaç ruhun sýrlarý misaliydin
Bilmem ki ne kadar sýzý hissederdin,kalbin hasretini zikredermiydin, söyle neydin
Her an o geçmeyen zamanlarýn hasadýna býrakmýþtýn, zeval içinde yaþatan farktýn
|
|
Gel Aþký Kemalim, Ruhu Revaným!
(Mustafa CÝLASUN) 7 Ekim 2010 |
Lirik |
| |
Ne kalem yazýyor, hüzün sinemden ayrýlmýyor
Kelimeler gün yüzüne çýkmayý beklerken gözlerim boþlukta ne buluyor
Yüreðim burkuluyor, ya sabýr desemde içim kan aðlýyor, niye umut çýrpýndýrýyor
Ayaðým bir taþa takýlýyor, dikkatim pür melal içinde altýnda bekleþenlere kesiliyor |
|
Olanca Yalnýzlýðý Yüreðime Yüklediðim O Anda!
(Mustafa CÝLASUN) 5 Kasým 2010 |
Lirik |
| |
Ey manasýna meftun býrakan, esararlý nidasýnda savuran aþk nerdesin
Hangi abdin sahnelenen kaderinin insicamýnda en mübarek bir hecesin
Gönlün yekpareliðinde, latifliðin naifleþen mecalinden edebi marifetsin
Bazen hüzün bazende sürur için tek adressin, bahþedilmiþ bir ulviyetsin |
|
Gel Vur Dedim, Birgün Karþý mý Geldim!
(Mustafa CÝLASUN) 25 Haziran 2011 |
Didaktik |
| |
Her ne yaptýmsa, azýmsadýn
Hakir görmeyi ne sandýn, etrafýmda ki emeller peþinde koþanlara adandýn
Her fýrsatta azarladýn, ben sustukça ziyadesiyle densizliðe kadar heran uzattýn
Kadýn kimliðini, nefsi telakkilerini, önyargý gerekçeni hiç arlanmadan ruha akýttýn |
|
Ateþlere Salan, Çaresiz Býrakan Ne Hicran!
(Mustafa CÝLASUN) 9 Temmuz 2011 |
Didaktik |
| |
Yaptýðý besteler,kiþiliðinde ki güzellikler
Sukut ettiren ve sanat adýna dilegetirilen keþmekeþlikler ruhunu yaralardý
Sanat, bahþeden, gönül lisanýyla muhabbeti zerkeden Hakka ve furkana olmalýydý
Kimi zaman yalnýzdý, derin bir sessizliðin içindeydi,her lahzasýnda fikir muradýydý
|
|
Ey Yar, Ayaðýmda Prangalar Var, Firkatin Daðlar…
(Mustafa CÝLASUN) 7 Aðustos 2013 |
Didaktik |
| |
Ok olsam dýþarý atarlar
Yay olsam, ellerinden býrakmazlar, ip olsam kýrarlar
Hasret nasýl sinemi daðlayan nar, ne kadar nida etsem, kim duyar
Devasýz bir yaram var, hicran ruhumda ummanlaþan nazar, umudum niye hazanlaþýr yar |
|
|
1957 yýlýn da Kayseri doðumlu Mustafa Cilasun
Ýþletme fakültesini 2ci sýnýfta,
okul heyecaný kaybolduðu için býrakmak zorunda kalýr. Daha sonra ticarete baþlayarak
On yýl kadar ticaretle iþtigalini sürdürür.
Ulusal bir gazetenin bölge temsilciliðini yaparak yorum yapmak fiiline baþlamýþtýr.
Aldýðý olumlu bir davet ile kamuda görev yapmaya baþlayan Sayýn Cilasun
yönetici sýfatýyla çalýþmalarýný sürdürmektedir.
Yaptýðý görevler itibariyle Otobüs Ýþletme Müdürlüðü, Ýtfaiye Müdürlüðü,
Kültür ve Sosyal Ýþler Müdürlüðü, Sivil Savunma Müdürlüðü, iþtirak ve iþletmeler Müdürlüðü, Ýdari iþler Müdürlüðü görevlerini yaptýktan sonra
hâlihazýrda Hunat hatun Medresesi Kültür ve Sanat Müdürlüðü görevini sürdürmektedir.
(Ayrýca Aile þirketi olan ve oðullarýmýn baþýnda bulunduðu Suffe Giyim Maðazalarý þirketi sebebiyle iþadamý kimliðini de devam ettirmektedir.)
Ýzedebiyat, antoloji, edebidefter, Sanat âlemi, Þiir ve þair dünyasý, Zemheri edebiyat, edebiyat dünyasý Türkiye þairler birliði, Hikâyeler net, Kalbi mecruh, Þiir ve þair dünyasý, Yazým hane, Edebik, Forum tayfa, N-f-k form, istikamet form, Gümüþhane, Edepyahu, Viranvebahar, Ýslamiyet.gen, ,Risaleform, Güfeþan, Yenidendoðuþ, islamiform.ingo, formankebut, ,fussilet.com, Mumsema, Edebiyat öðretmeni,Hayal denizi, Felsefe, Anlamak,ýhvanform, Tabut.net,Ýlimhazinem,Edebiyatevi,Formfýrtýna,Ýslamidüþünce,Ihvanform,Rehberimnet,Cerezform,Estanbul com, Sevgiform, Kun feyekun form,Ýslami form,Muhakeme net,Derviþler net,Moryaðmur form,Hakikatdamlalarýform ve benzeri olan, edebiyat-þiir aðýrlýklý sitelerde yazmaya devam etmektedir…
Sýrasý ile bugüne kadar;
1 aný roman(Nakþeden izler), muhtelif hikâye, makale, deneme ve
birçok þiir çalýþmasý bahsi geçen sitelerde okuyucularýn ilgisine sunulmuþtur.
Diyor ki Sayýn Cilasun;
”Yazmaktan maksadým þimdiye kadar gönül hücremde hapsolan duygularýmýn,
dostlarla paylaþým esasýna dayanmaktadýr.”
Mutlu bir evliliði olan Sayýn Cilasunun dört erkek ve iki kýz çocuðu bulunmaktadýr.
Ayný zamanda Enes, Ayþe, Rana, Muhammet, Ahmet, Kerem Tahanýn dedesidir.
Dört çocuðunun mürüvvetini gören Mustafa Cilasun’un halen Kayseri de ikamet etmektedir.
Ayný zamanda Türkiye Þairler birliði üyesidir...
Tel: 05354656856
Twitter:@mustafacilasun
|
05.04.2007 16:39:03
|
|
| |
Odadan alevler fýþkýrýyor…
Çinçin baðlarýnýn dar sokaklarýndan, yokuþ týrmanýyorduk…
Sokaklar mezbelelik, her tarafta pis kokular, burnumuzu kuþatýyordu…
Evler tamamen gecekondu, kapýlar rast gele ve farklý merdivenler bulunmaktaydý.
Sokakta oynayan çocuklarýn, bulunduklarý hal, ailelerinin geçim notlarý durumundaydý…
Kimisinin yanaklarý kýzarmýþ, kimisinin burnu akmýþ, kimilerinde ise kahkaha katlýydý…
Arkadaþým Fevzi ile konuþarak ilerliyorduk.
Ankara’nýn Altýndað ilçesinin dýþ kapý semtinde, bulunan Dr. Sami Ulus çocuk hastanesinin, hemen yanýndan saða dönerek ilerliyorduk.
Birkaç yýldýr göremediðim ablama, ziyarete gidiyorduk. Bir müddet sonra gelmiþtik…
Merdivenler ahþaptan yaðýlmýþtý, her bir sesi fazlasýyla yansýtýyordu…
Caným ablam içerde misafiriyle oturuyordu, pencereden görüyordum.
Misafir yabancý deðildi, Dr. Aynur teyzemdi.
Bizleri görünce çok sevindiler ve sizi, hangi rüzgâr attý demiþlerdi.
Sarýldýk, soluklandýk, hatýr sual ettik…
Ablam bir müddet sonra, müsaade isteyerek mutfaða geçti.
Bir hazýrlýk yapacaðý belliydi.
Ablamlarýn kiracý olarak oturduðu ev, diðer evler gibi ahþap ve gecekonduydu.
Bir aralýk, yatak odasý ve birde misafir odasý bulunuyordu.
Biz sohbeti koyulaþtýrmýþtýk.
Mevsimlerden sonbahardý, nispeten biraz rüzgâr vardý.
Bir tuhaf kokular geliyordu fakat
Bizler, mahallenin genel durumu böyle olmasýndan dolayý belki birileri bir ocak falan yakmýþtýr, onun kokusu diyorduk.
Bir müddet sonra ablam çýðlýk aymaya baþladý ve sürekli dizlerine vuruyordu.
Biz biraz mesafe olduðundan, hemen koþtum ve hayrola abla deyince,
Onun gözlerinin kaydýðý yere doðru baktým.
Birde ne göreyim yatak odasýndan alev fýþkýrmýyor mu?
Hemen odaya girmek istiyorum, fakat ablam arkandan sarýlýyor ve býrakmýyor.
Ancak durum çok vahim ve tamamen gecekondu, ahþap, sokaklar dar ve rampa…
Ýtfaiyenin gelmesi saatleri bulur ve tüm mahalle mahvolurdu.
Ablamýn kollarýný sert bir þekilde sýyýrarak, odaya daldým ve kapýyý örttüm.
Yatak odasýnýn penceresini de kapattým.
Çünkü oradan rüzgâr geliyordu.
Bir battaniye bularak, alevleri bunalttým.
Kapý ve arkasýnda asýlý her bir þey polyester olduðundan yapýþýyordu.
Gar dolap formika olmasýna raðmen yanmýþtý.
Ýçerden ablamýn aðlayan sesi duyuluyordu.
Fakat ben asla aldýrmýyordum çünkü durum gerçekten çok vahimdi.
Ellerimi açarak o jarse ve her neyse avuçlayarak, kapýný dýþýndaki betona býrakýyordum. Birkaç sefer yapmýþtým. Nihayet þükürler olsun ki Allah’a,
Yangýný söndürmeyi baþarmýþtýk.
Komþular akýn etmiþlerdi, fakat yapacaklarý pek bir þey yoktu, fevkalade tebrik ettiler.
Evlerimizi, yanmaktan sen kurtardýn diyerek, dua etmiþlerdi.
Ellerimin içi tamamen yanmýþ ve birçok yerimde su toplamýþtý.
Yýl ise 1972 idi. Meðer küçük yeðenim kibritle yatak odasýnýn kapýsýnýn arkasýnda ki,
Kýyafetleri bilmeyerek tutuþturmuþ ve korktuðu için seslenmeden dýþarýya gitmiþ.
|
|
05.04.2007 16:37:50
|
|
| |
Oysa bir kýzdý…
Moralsiz bir güne baþlamýþtým…
Her sabah iþime giderken, bir haz alýrdým…
Ýþ yoðunluðu asla beni yýldýrmazdý, severek yapardým…
Ekmek kapýmdý, oyalanamazdým, sorumsuz olamazdým…
Sabah erkenden kahvaltýmý yaparak,
Ayalimle vedalaþýrdým…
Günlerden perþembeydi, o gün yoðunluðumuz ise zirvedeydi…
Muhtelif kaza raporlarý, ihlal haberleri,
Vatandaþ þikâyetleri hat safhadaydý…
Geç bir saatte ancak öðle yemeðini yiyebilmiþtim.
Bir çay söylemiþtim…
Yeniden iþ yoðunluðumla baþ baþaydým,
Sabýrla evraklarý inceliyordum…
Nihayet çayým gelmiþti, büyük bir keyifle,
Yudumladým ve yenisini ýsmarladým…
Çalýþma odamýn kapýsýný,
Sürekli açýk bulundurmaya özen gösterirdim…
Gelen misafirlerin daha rahat edeceklerini,
Ve bekleyenlerin olmamasýydý dileðim…
Duyduðum bir sesle, evraklardan baþýmý kaldýrdým,
Kapýnýn orda genç bir bayan…
Buyurun derken, ilk kez beni bu denli çeken,
Bir çekim gücüyle karþýlaþtým…
Genç bayanýn üzerinde ilk gözüme çarpan,
Viþne renginde çizgili bir triko buluz vardý.
Alt kýsýmda ise mavi kot bir etek süslüyordu.
Genç bayan doðrusu pek çok alýmlýydý…
Ziyaretinin sebebi yalnýzca bir tanýþmak,
Ve yapýlan hizmetler hakkýnda bilgi almakmýþ…
Genç bayan henüz mastýr yapan bir kýzmýþ,
Evliliði düþünmeye þimdilik fýrsat bulamamýþ.
Kültür seviyesi fevkaladeydi,
Onunla konuþtukça içim açýlýyordu, çok dinleniyordum…
Dünyadan, Türkiye’nin öznesi Ýstanbul’dan konuþurken,
o mekânlarý adeta yaþýyordum…
Onun hiç haberi olmadan, kendi içimden,
Yavaþ ve sessizce þunlarý geçiriyordum…
Ne olurdu bu genç bayanýn refakatiyle, o aziz Ýstanbul’u,
Adalarý, gül haneyi,
Beþiktaþ’ý, Çamlýca’yý, Üsküdar’ý, Eminönü, galatayý,
Kýz kulesi, Fatihi, Eyüp’ü,
Sultan Ahmet’i, Ayasofya ve Top kapýyý gezebilseydim.
Tarihi anekdotlarý servetifünün diliyle anlatýyordu.
Divan edebiyatýnýn o nezih sayfalarýný, o kadar titiz karýþtýrýyorduk ki,
o devri yaþýyorduk.
Kýsa bir zaman içinde, bu genç bayanla dost, arkadaþ olduk.
Sanki evvel ahirde ruh ikiziydik.
Fevkalade nezaketli, son derece naif bir edep timsaliydi.
Nevi þahsýnda bir Ýstanbul hanýmefendisiydi.
Ne kadar büyük bir deðerdi.
Harikuladeydi.
Örnek bir þaheserdi.
Fiziki güzelliðini asla ön plana çýkartmýyordu.
Yanaklarý kýzarýyordu.
Konuþurken adeta bir buket sunuyordu.
Meðer ne kadar çok ortak paydalarýmýz varmýþ.
Ýþte sadece bir kýz olmasýna
Raðmen, tarihi hakikati, edebiyatý, kentlerin sosyolojik dokularýný,
Ýnsan manzumelerini ortak paydalarýmýz olduðu için sadece paylaþmýþtýk.
O günden bu güne ortalama on yýl geçti…
Ýþte sadece bir kýz olan bu bayan, gönlümü fethetmiþti.
Nerde bulunuyorsa kulaklarý çýnlasýn.
Bugün itibariyle her nerede olduðunu bilsem,
yine paylaþmak adýna görüþme talep ederdim.
Ýnanýyorum ki, onun nesli son derece münevver
ve erdem sahibi kiþiler olacaðýna inanýyorum.
Gýyabýnda onu sevgiyle anýyorum, huzur,
Güven ve itminanlýk onu asla yalnýz býrakmamasýný Cenabý Haktan,
Temenni ediyorum ve diliyorum…
|
|
30.03.2007 17:07:36
|
|
| |
O yýllar!
Muhtelif þehirleri gezerek, satýþ mümessilliði yapýyordum. Bir firmanýn baharat pazarlamasý ve taleplerin karþýlanmasý amacýyla, Niðde, Bor, Mersini bitirdikten sonra nihayet Adana’ya gelmiþtik.
Akþam olduðunda, Adana ilinde konaklama yeri olarak, pehlivan otelini seçmiþtik.
Otele yerleþtik, geniþ bir odasý ve caddeye nazýr geniþ pencereleri bulunuyordu, biraz dinlendikten sonra ilk iþ olarak; Kayseri de ki geliþmeleri merak ettiðim için telefon açtým.
En son durum hakkýnda bilgi aldým, müspet olarak seyrinde gidiyormuþ, bu bakýmdan rahatlamýþtým.
Ýki gün sonra, otel personelinden haber geldi, dýþarýya çýkmak yasaklandý dedi. Bizde ihtiyari olarak hayýrdýr yine ne oldu diyerek görevliye sorduk?
Çünkü olaðan üstü hal uygulandýðýndan, askerin hali hiç belli olmazdý, her zaman yaptýrým gücü bulunduðundan, gerektiði zaman asla kaçýnmaz ve hemen yetkilerini uygulardý.
Dolayýsýyla bir yere bombamý atýldý veya baskýn mý oldu, neler oldu ki iki, üç gün otelde mahsur kaldýk.
Nihayet öðrendik ki, askerlerin on yýlda bir alýþkanlýk haline getirdikleri meþhur ihtilalleri olan harekât, devreye konmuþ, parlâmento lâðvedilmiþ, siyasi partiler kapatýlmýþ, liderlerine tutuklama talimatý çýkmýþ. Önceden tespit edilen, her yere baskýnlar düzenlenerek, zanlýlar yakalanýyor ve televizyon vasýtasýyla millete güven pompalanýyordu.
Bu konularda vatandaþtan, özellikle askerlere yardýmcý olunmasý isteniyordu.
Ne enteresandýr ki bir anda, vatanýn her sathýnda ve her yerde silahlý eylemler bitmiþti!
Zanlýlar hemen tutuklanarak, hapishaneye konmuþlar fakat ihbarý delil telakki ederek suçlanan insaný falakaya yatýrmak, tazyikli su sýkmak, askýya baðlamak, dizlerin arkasýna beþe-on tahta koyarak ördek yürüyüþü yaptýrmak en hafif sorgulama yöntemleri olduðu malum.
Ýþkenceye dayanamayýp itirafta bulunanlar ve suçu kabul etmek zorunda býrakýlanlar her zaman olmuþtur. Ne derlerdi: “kurunun yanýnda yaþta yanar”diye.
Askerler toplu temizlik yaptýklarýndan kendilerine göre malum suç odaklarý bulunmuþ, terör ve anarþist olaylar bir anda kesilivermiþtir. Dolayýsýyla huzur ve sükûn adeta askeri ihtilali bekliyormuþ, zira hiç vakit kaybetmeden bulunmasý gereken biçimde yerlerini almýþlardý.
Daha önce de olaðan üstü hal vardý, devlet güvenlik mahkemeleri mevcuttu, böyle bölgelerde emir komuta zaten askerlerin elindeydi
Neden o zamanlar askerler sessiz kalýyorlardý?
Neden her yerde baskýnlar ve öldürmeler devam ediyordu?
Niçin bu olaylarýn önü alýnamýyordu ve nelerin oluþumu bekleniyordu?
Bir o kadar zulüm ve talana, gaspa, ayaklanmalara, göz yumuluyordu?
Suçsuz insanlarýn harap olmalarýna niçin sadece seyrediliyordu?
Toplumun güçsüz kalmasý ve panik yaþamasý kimlerin iþine yarýyordu?
Ýnsanlarýn çaresizlik içinde bulunmalarý ve birilerinden medet ummasý, hangi kurumlarýn iþine geliyordu? Vatandaþlarýn devletine karþý güven bunalýmýna düþmesi neden saðlanýyordu?
Parlamentoya ve milletin seçtiði vekillere karþý güvensizlik niçin sürekli pompalanýyordu?
Bunca yozlaþtýrýlma ve huzursuzluk birilerinin meþru olmayan harekâtlarýna meþruiyet mi kazandýrýyordu ve niçin özellikle bu ortam bekleniyordu.
Askerler ayný görevde bulunuyorlar ve kendilerine göre vazifelerini ifa ediyorlardý.
Zaten mecliste bir anlamda, zýmnen de olsa onlardan sürekli çekiniyorlardý.
Askerler ne istediler ki yerine getirilmiyordu, malum devlet bütçesinden en fazla payý dahi, yurt savunmasý dâhilinde onlara ayrýlýyordu!
Genelkurmay baþkaný ve kuvvet komutanlarý, hangi bir vakit yürütmenin baþý olan bir baþbakan kadar, basýn mensuplarý tarafýndan mercek altýna alýnarak, sorgulanýyor ve takip ediliyorlardý, hadlerine mi düþmüþ, bu nasýl mümkün olur?
Türkiye’nin en önemli mevkileri ve þehir içindeki hayatiyet atfeden yerleri, bu insanlar istediler veya talep ediyorlar diye, en ivedi bir þekilde, mesai mevhumu gözetilmeden, bunlara tahsis edilmiyor mu?
Ve sosyal tesisler yapýlarak, millette yasaklanarak, yüksek duvarlarla gizlenerek, yetmedi nöbetçiler dikilerek, toplumdan çok farklý ve kopuk, özerk bir statüye bürünerek, merak edilen olmayý baþarmak ne büyük bir zafer!
Böylece kuvvet dengesini elde etmek ve her zaman, yön veren konumunu üstlenerek, uygun gördüðü bir zamanda, milletin yetki verdiði, ülkeyi yönet dediði, temsilcilerini, millete raðmen, önemsemeden alaþaðý ederek, devletin baþýna geçmek!
Ne büyük bir baþarý!
Öyle deðil mi?
|
|
|